1986 Yılında Mersin’de doğdum. Çocukluğum çok güzel bir şehirde, çok güzel insanların arasında geçti. Şişman bir çocuktum. Çikolataya,dondurmaya ve şekere bayılırdım. 6 yaşımda İstanbul’a taşındım. İlkokul yıllarında hamburger ve pizza hastasıydım. En sevdiğim yemek patates ve köfteydi. 12 yaşımda Saint Benoit Fransız Lisesi’ni kazandım. Orada geçirdiğim 8 sene boyunca kantindeki ılık-soğuk hamburger, defalarca kullanılan yağda kızartılmış patatesler ve lezzetsiz soğuk sandviçleri seviyordum. Bu güzel okulun bana kazandırdığı şeylerden biri Fransız kültürünün bir parçası olan Şarap ile tanışma fırsatı oldu. Mersin’de şarap kelimesini bile duymamıştım. Dürüst olmak gerekirse rakıdan başka pek de içki adı duyduğum söylenemez.
Liseyi bitirince Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi’ni kazandım. Üniversite’de akşam hazırlanan lezzetsiz makarnalar, soğumuş pizza dilimleri,yan odadaki yurt arkadaşının annesinin yolladığı mercimek köftesi, ucuz şarap ve vodkalarla günümü gün ettim. Ancak o dönem aynı zamanda bazı şeylerin değiştiğini de fark ettim. Artık sıradan tatlar bana bir şey ifade etmiyordu. Hem yemeklerde hem de şarapta kalite arar oldum. Askerliği yaptığım Erzurum’da bile arkadaşlar çarşı izninde internete koşardı, ben ise yeni lezzetler aramaya… 2013 yılında eşimle evlendiğimizde balayı için İspanya’nın yemek başkenti San Sebastian’a gidecek kadar yemeğe aşık biriydim artık. Bu yolda da birçok ülke, şehir ve semt gezdim. Hala da gezmeye devam ediyorum.
Yukarıda geçmişimi okurken kendinizden de bir parça bulacağınızdan eminim. Bu sebeple inanıyorum ki birçoğunuzla aynı damak yolunda büyüdüm ve belki de hala birçoğunuzla aynı damağa sahibim. Tek bir farkla “Tat”a sizden daha çok aşığım. Yorumlarımı okurken beğenip onaylayanlar da olacaktır, katılmayıp kızanlar da. Değerlendirdiğim her mekana karşı çok adil olmaya çalışıyorum. Bu sebeple tadım adaletime güveniyorum. Türkiye’de iyi yemeğin yolunu açan büyüklerimin arkasından gidip, ülkemizde iyi yemeği sevdirmeye çalışıyorum. Ben mekanlara zarar vermek istemiyorum, yanlışlarını görüp düzeltmelerini istiyorum. Türk yemek kültürü yok olmasın istiyorum.
Sitemi ziyaret ederken şu altın kuralı lütfen hep hatırlayın: En iyi damak kendi damağınızdır ve eğer seviyorsanız mahallenizdeki o salaş lokanta bile dünyanın en iyi lokantasıdır… Yapmaya çalıştığım size ışık olmaya çalışmaktır. En doğru yolu ise siz kendiniz bulacaksınız. Değerli vaktinizi ayırıp sitemi ziyaret ettiğiniz için teşekkür ederim.
Fahri Gediz
3 Yorum
Emeğin, tertemiz yorumların ve düzgün duruşun için teşekkür ederim.
Farkına varabilmeyi öğretiyorsunuz bence.. Birçok kişiye göre damak tadımın geliştiğini düşünsem de sizden çok şey öğrendim öğrenmeye de devam ediyorum.. iyi ki varsınız.. sıradan “gurme” ler arasında farkınız hemen anlaşılıyor..
Bence süper bir iş yapıyorsunuz insanları çok iyi yönlendiriyorsunuz teşekkürler