Venedik’te birçok pastane var. Bunların içinde benim en çok sevdiğim Dal Nono Colussi. Franco’nun pastanesinden içeri girer girmez tereyağı ve baharat kokuları sizi sarar. Eski dekorlu bu tarihi pastanede Venedik’te hep yenen ama tarihini bilmediğiniz çeşitli hamur işlerini görme ve tanıma fırsatınız olur.
Örneğin Ortaçağ’dan beri Venediklileri doyuran Pevorino kurabiyesi. Badem ve kuru üzümlü bu kurabiyeyi Colussi kadar hakkıyla yapanı görmedim. Bussalo di Murano ve Bussalo di Burano iki farklı tatlı kurabiye. Murano olan herkesin sevebileceği bir şey değil. Ben bayılıyorum! Siyaha yakın renkte, içinde karabiber,tarçın,portakal olan bir Ortaçağ kurabiyesi. Diğeri ise daha sade. Un,yumurta,süt ve şekerden yapılan sıradan bir kurabiye. Ama kahve veya çayın yanına çok yakışıyor. Eğer midenizde yeriniz kalırsa, Colussi’nin ricottalı kekini de öneririm. Yumuşacık, insanın ağzında eriyen bir tatlı.
Tüm bunları paket yaptırırsanız, alıyorlar ellerine kağıtları, bir de ince kurdelaları. 80’li yıllarda pastanelerde paket nasıl yapılıyorsa öyle güzel, nostaljik paketliyorlar. İnsanı geçmiş güzel günlere götürüyorlar. Nostaljik paketler,tereyağı ve şeker kokusu, tahtalı-camlı vitrinler… Dal Nono Colussi ye girip de çocukluğunu hatırlamayanlar ancak 2000 sonrası doğanlar olur.
Colussi’nin en önemli ürünlerinden biri de Baicoli. Bu hafif tatlı peksimet, zamanında uzun yola çıkan denizcileri beslemek için hazırlanırmış. Şimi Colussi gibi geçmişine sahip çıkan fırıncılar sayesinde hâlâ yaşatılıyor. Fark ettiyseniz her ürünün bir geçmişi var. 20-30 senelik değil, 400-500 senelik. Franco Colussi işte bu yüzden önemli bir adam. Venediklilerin bile unuttuğu bazı spesiyalleri, bu eski dekorlu dükkanında insanlara unutturmamaya çalıştığı için.
Yakın zamanda Venedik’e gideceklere bir tüyo vereyim. Colussi’nin yılbaşı kekleri çok meşhur. Tanesi 30-35 eurodan satılıyor. Belki denemek istersiniz. Eminim hakkını veriyordur. Venedikliler günler öncesinden siparişle alıyorlar…