Pascade Restaurant, Paris’in gastronomi dünyasına şaşkın bakışlar içinde giriş yaptı. Bu şaşkınlığın nedeni, “Pascade” adını verdikleri tatlı hamurun Parisliler tarafından fazla sevilmesiydi.
Pascade Restaurant rafine bir mutfak, uzun şarap listeleri, konforlu bir ambiyans, yaratıcı yemekler sunmuyor; Ama Michelin dedektifleri burayı fiyat/kalite dengesinde çok övdüler. İşte şaşırtıcı olan da buydu.
Şef Alexandre’ın yarattığı konsept şu; un,yumurta,tereyağı ve şekerden hazırlanan, şekli bozuk, rengi kahveye dönük pascadeların içine, ister sebze, ister et çeşitleri,isterseniz de deniz mahsulleri koyduruyorsunuz. Yemeğinizi de tabureler üstünde Parislilerle beraber uzun bir masada yiyorsunuz. Şaraplar günlük tüketim için. Sıradan masa şarapları. 30 euroya tadım mönüsü var. Hal böyle olunca içerisi tıklım tıklım oluyor.
Özellikle hardallı et ile hazırladıkları pascade benim çok hoşuma gitti. Yerken fark edeceğiniz şey şu: demek ki insanlar zaman zaman çok basit tarifleri de beğeniyor. Başlangıçlar pascade ile, yemekler pascade ile, hatta tatlılar bile pascade ile geliyor. Bu tatlı hamuru ne kadar seversiniz bilemem ama Paris’te şu an bir pascade furyası var. Ben burayı denedikten sonra birçok değerlendirme sitesinde yüksek puanlar aldığına da şahit oldum.
Demek ki basit bir konsept Paris gibi bir gastronomi şehrinde bile büyük ses getiriyor.
Yolunuz düşerse başlangıç olarak karnıbaharlı ve ördek etli çorbalarını da içmenizi öneririm. Zarif baharat dokunuşları olan usta işi bir spesiyal.
Mekanın bence en büyük sorunu, yemeğin 3 bölümünde de bu hamur işini kullanarak tadımı monotonlaştırması. İyi taraf ise vejetaryenlerin de düşünülmesi.
Engelliler için olanak yok.
Değerlendirme: 7/10