Denizin tam ortasında olup da, diğer zengin şehirlere nazaran çok kötü deniz mahsulleri tadacağınız iki şehirden biri İstanbulsa diğeri Venedik. “Ahh! Kimbilir burada balıklar ne güzeldir!” derseniz büyük hayal kırıklığı yaşarsınız. Bunun en büyük sebebi Venedikli işletmecilerin “nasılsa turistler anlamıyor” diyerek tazelik ve kalite peşinde koşmamaları. Ne verseler satıyor. O yüzden bazı iyi restoranların kıymeti daha da artıyor. Al’Covo bunlardan biri.
Burada deniz mahsullerinin iyi olması tesadüf değil. Sahipleri senelerdir aynı tedarikçilerle çalışıyorlar. Her malı günü gününe kontrol ediyorlar. Burada denediğim kerevitleri ve yengeç etlerini çok başarılı buldum. Üstelik şanslıysanız Fransa’dan gelen taze Gillardeau istridiyelerini de tatma şansınız var (her zaman olmuyor). Bu güzel deniz mahsulleri ile Collio bölgesinde yetişen Sauvignon Blanc üzümleri ile üretilen bir şarap deniyorum. Limon, elma, mineral kokuları yoğun. Damakta uzun ve ferahlatıcı. Hatta bitimde hafif badem var. Sorun şu ki bu güzel şarabı size önerebilecek iyi bir somölyeleri yok. Kısacası kaderinizle baş başasınız. Üstelik şarabı açtıktan sonra da masanıza bırakıp soğuk bir kovaya koyma zahmetine bile girmiyorlar. Kendi şarabınızı kendiniz dolduruyorsunuz. Bu tip bir restoran için bence anlamsız bir hareket.
Midyeli Linguineleri iyi ama midyeler daha iyi olabilirdi. Bu konuda Alle Testiere gibi küçük bir Osteria, bence tüm Venedik restoranlarına ders verir! Hamuru iyi hazırlıyorlar. Daha da önemlisi pişirmeyi biliyorlar.
Ülkemizde olsaydı belki satılık damaklar tarafından hakkında yapılan çok iyi yorumlar duyardım ama çok şükür onlardan uzakta, İtalya’dayım. Burada deniz mahsulleri denince şapka çıkarmamız gereken restoranlar var. Al’Covo’yu İtalya’daki diğer rakipleriyle karşılaştırdığımda tüm kaliteye rağmen eksikleri göze çarpıyor. Yine de o kerevitler bazı hataları görmenizi engelliyor…
Engelliler için olanak yok.
Değerlendirme: 6/10
Adres: Calle della Pescaria, 3968, 30122 Castello, Venedik, İtalya