Balık Pazarında Salaş Keyif
Akın Balık Karaköy balık pazarının sonunda bulunan, tahta masa ve sandalyelerle donatılmış, kağıt masa örtüleri olan, servisten, sunuma kadar her şeyin basit ama itinalı yapıldığı bir mekan. İddiaları şık bir lokanta olmak değil insanları taze balık ve mezeyle doyurmak.
Karaköy’ün balık pazarı İstanbul’un en otantik ve kendine has yerlerinden biri. Yerli yabancı turistlerin sıklıkla ziyaret ettiği bu mekanın cazibesine kapılmamak mümkün değil. Sırf balık almak için de değil, fotoğraf çekmek, İstanbul’un o kendine has tadını almak, renk şöleninde balıkların arasında kaybolmak, bağırış, pazarlık , su sesleri arasında dertleri unutmak için de ideal. İşte bu pazarın sonundaki Akın Balık gördüğünüz o taze balıkların süs ve şatafatlı tabaklar olmadan önünüze getiren bir mekan. Yanında çay bardaklı rakı sefası da cabası.
Buraya gelirken aklınıza bir balık lokantası getirmeyin. Burası salaş, menünün garsonlar olduğu bir yer. Onlar ne söylerse onu alın, tazesi ve yenmesi gereken odur. Rakı ve şarap çeşitleri neredeyse yok denecek kadar az. Artık şansınıza o gün ne varsa… Mezelerin sunumu güzel ama boğazda yemediğiniz gerçeğini unutmamak şartıyla. Ben ahtapot söğüş, fava, deniz börülcesi, kalamar, levrek marin istiyoruz. Ahtapotlar genel anlamda lezzetli. Yumuşaklığı hayret ettiren şekilde iyi. Genelde bu tarz yerlerde kayış gibi ahtapotu önünüze getirtip çene kaslarınızı yorarlar. Bu ise kaliteli bir ahtapot. Levrek marinin sosu koyu değil, insanı baymıyor. Tuzu çok seviyorsanız bu sos hoşunuza gitmeyebilir çünkü standartın biraz altında kalıyor ancak ben olumlu buluyorum, masa ise biraz burun kıvırıyor.
Fava ülkemizde her lokantaya göre farklı farklı çıkan bir meze. İnanın bana Fava seven herkesin kendi favori favasını yapan bir yer var. Burası benimki olamadı. Akın Balık’ta fava yumuşak. Kalpazankaya Restaurant’ta yediğim fava bu konuda çok iyilerdendi. Buradaki ise hem yağsız, hem soğansız. Favaya destek veren bu yan güçler olmayınca da Fava çok kuru ve fakir kalmış.
Deniz börülcesi ülkemizdeki birçok yer gibi sarımsağa boğulmuş vaziyette. Börülceli sarımsak desek daha doğru olur. Tek artısı börülcelerin orta dirilikte olmasıydı, Allah’tan pörsütmemişler. Kalamar kızartma standartların üstünde. Lezzetli ve kendine has tadı var. Ancak tarator “daya gitsin”.
Hamsi geldi, hoşgeldi…
Karides güveçte gelen karidesler çok kuruydu. Neden olduğunu bilmiyorum ama ülke olarak her şeyi aşırı derece pişirme yargımız var. Bir şeyi sulu veya kanlı görmeye tahammül edemiyoruz.Söylediğimiz Hamsinin de böyle gelmemesi için dua ederken tüm korkularımın boşa çıktığını anlıyorum. Garson Karadeniz’in altınını masaya bırakır bırakmaz hamsiler bitiyor. Evet tam beklediğim gibi çok taze ve leziz bir hamsi ziyafeti başlıyor. Hamsi zamanının gelmesine en çok sevinenlerdenim.
Pazarlaması lezzetinden daha iyi
Mekanın salaşlığı,masa,çatal-bıçak düzeni,rakıyı çay bardağı ile sunma konsepti,yalınlık hoş olsa da yapılan yorumları biraz abartılı buldum. Sonuçta verdiğimiz hesap çok da salaş bir yerin hesabı gibi değildi. İstanbul’da aynı lezzeti ve salaşlığı çok daha ucuza alabileceğiniz yerler de mevcut. Pazarlamanın gücünü de boş vermemek gerektiğine çok iyi bir kanıt.
Değerlendirme: 6.5/10