Alaçatı’nın Lezzet Mabedi
Alancha, Şef Kemal Demirasal’ın Alaçatı’nın en yüksek tepelerinden birine kurduğu, rüzgar gülü manzaralı harika bir lezzet mabedi. Tatilinizi harika lezzetlerle taçlandırmak isterseniz kesinlikle kaçırılmaması gereken bir mekan.
Farklı kültürlerin ortak buluşma noktası olan topraklarımızda ne yazık ki farklı kültürlere ait lezzetlere yer vermeye çok geç başladık. Türkiye tat konusunda diğer ülkelere göre muhafazakar. Finedining kavramı da ülkemizde cesur şeflerin liderliğinde arkasından çok az kişinin takip ettiği bir bebek olarak doğdu. Günümüzde ise gelişti, büyüdü. Gönül ister ki ileride çok daha iyi yerlere gelsin. Bunu hak eden bir lezzet geçmişine sahip bu topraklar. Anadolu’nun bu kültürleri kaynaştıran yapısını yemeklerden daha iyi anlatan bir şey olamaz. Bu sebeple Alancha’nın Anadolu Tadım menüsünü duyunca çok mutluluk duydum. Yaratan şefleri canı gönülden kutlarım.
Anadolu Şöleni Yemek Masasında
Tadım menüsü bildiğimiz lezzetlere farklı dokunuşlarla şekillenmiş bir Anadolu şöleni. Başlangıç olarak önümüze salsa soslu lahmacun, kıtır tarhana çorbası, Yayla çorbası kıtırı, ot reçeli ve keçi peyniri ile hazırlanmış pişi geldi. Salsa soslu fındık lahmacunu sıradan buldum. Hamuru olması gerektiği gibi çıtır çıtır değildi. Tarhana çorbası kıtırı bildiğimiz tarhana çorbasının soğutulup belli kıvamlar elde edilerek kıtırlaştırılmasıyla hazırlanıyor. Bana tarhananın tadını çok vermedi ama anne tarafından Uşaklı olan eşim beğendi. Tabi ki Uşak tarhanasını burada anmadan geçemem. O tadı ancak orada bulursunuz. Yayla çorbası kıtırını ise nefis buldum. Hafif, yoğurdun bütün ekşiliğini damağınıza veren, ilginç bir spesiyal.
Açıkçası akşamüstü gün batarken hafif bir aperatifle çerez niyetine bile yenebilir. Ben Pişiyi oldum olası sevmem. Bana hamuru fazla ağır gelir. Ancak ot reçelini beğendim. Yarattığı tatlılığa Türk kahvesinin acısı ve keçi peynirinin tuzu eklenince bu başlangıcın sıra dışı olduğunu söylemek mümkün. Arkasından Antep fıstığının süt ve tuz ile birlikte püre haline getirildiği bir spesiyal geliyor. Limonlu bölümü ile birlikte yendiğinde gerçekten olağanüstü bir deneyim oluyor. Sizinle tatlı-ekşi oyununu oynuyor.
Anadolu deyince baklagiller olmazsa olmaz. Bir diğer lezzet Tereyağlı köy yoğurdu içine buğday patlakları konmasıyla yapılan yoğurtlu, buğdaylı nohut. Turistler için çok enteresan bir tat olacağından eminim zira sarımsak, köy yoğurdu, nohut birleşimi insana zevk veriyor.
Lezzet şöleni kabak üstü çiğ levrek ile devam etti. En güzel yanı kendi bahçelerinde yetiştirdikleri anason çiçeklerinin tabağa kattığı güzellikti. Soğan sos hafif lezzetli. Yumuşak levrek ve sert kabağın uyumunu mutlaka yaşayın.
Kayakoruğu soslu sebze ızgaralar son zamanlarda yediğim abartısız en güzel sebze yemeğiydi. Ortasında keçi peyniri kreması, yanlarında reyhanla süslenmiş kabak çekirdekleri var.
Kendilerine Özgü Pişirme Teknikleri Çok Başarılı
Levreklerini özel bir fırında kiraz ve şeftali ağaçlarının odunlarıyla pişiriyorlar. Neden bu ağaçlar? diye soracak olursanız sebebi ilginç: Bunlar doğada karbonmonoksit oranları en düşük ağaçlarmış. Böylelikle ızgaralarken sebzelerin tadını bozan islerin çıkmasını engellemeye çalışıyorlar.
pastırmalı yoğurtla gelen mantı enfes. Pastırmayı 3-4 saat kadar 65 derecede haşlıyorlar. Elde ettikleri suyu köy yoğurduna karıştırıp bu muhteşem tadı elde ediyorlar. Yoğurt nefis ama mantı için aynısını söyleyemedim. Lor peynirini fazla kuru buldum. Dolayısıyla zaten hamuru kuruluk veren mantıya iyice kuruluk hakim olmuş. Yoğurt bile kar etmedi.
İzmir’in lokal tadı söğüş’ten yani dana yanağından esinlenilmiş ana yemeklerini başarılı bulmuyorum. Yanak beklediğim gibi yumuşak değil. Sert ve kuru geliyor. Lezzetli Hibisgus tuzu da bu yemeği kurtarmaya yetmiyor.
Bu Kuzu Eti Parmak Isırtır
Son gelen kayısı püreli kuzu eti ise pamuk gibi. Gün kurusu kayısıdan yapılan püreler daha başarılı oluyor. Çilek reçelinin ete katkısı inanılmaz. Mutfak kendini 2 tabak sonra affettirmeyi başarıyor.
İlk tatlımız hafif bir giriş. Kabukları soyulmuş yeşil üzümleri tütsüleyip lor peyniri üstüne koymuşlar. Bu tatlıda en çok hoşuma giden şey Çam iğnesinden özel olarak hazırladıkları çam sosu.
Tahin-Pekmez: Anadolu’nun İki Aşkı
Anadolunun efsane ikilisi tahin pekmez 3.tatlımız oluyor. Tahinden yapılan kremanın yanına kakao crumble konmasıyla ve etrafının pekmez ile süslenmesiyle düzenlenmiş bir tabak. Sade, şık, tıpkı bir İskandinav dekorasyonu gibi…
En ilgi çeken tatlı sona geliyor. Şah mat oluyorum çünkü Kerebiçi menüye almışlar. Şef’in de Mersinli olduğunu öğreniyorum. Kerebiç Mersin işi değil. Biraz daha modern hali ama lezzeti iyi. Yanlarında sundukları soğuk kahveyi de hepinize öneririm. Kolombiya’dan gelen bu kahve 15 saat öncesinde demleniyor. Ertesi gün kahvenin üstte kalan kısmını karıştırmadan soğuk su ve buzla servis ediyorlar. Rengi zayıf tadı güçlü bir kahve içmeye hazır olun.
Anadolu mutfağını bu şekilde yemek inanın çok zevkliydi. İçerideki çalışan şef dostlarımı görmek daha da zevkliydi. Türkiye için gastronomi anlamında çok güzel günlerin geldiğine en büyük kanıt sizi Alaçatı’da Alancha’da bekliyor…
Değerlendirme: 8,5/10
Adres: Tokoğlu Mah. 1036 Sk
No:1, Alaçatı/İzmir
Telefon: (0232) 716 8307