Salaş Mekanların Lezzet Büyüsü
Arkadaşlar Ciğer Salonu gibi salaş, özensiz yerlerde tahmin edemeyeceğim lezzette yemekler tadınca aklıma hep aynı soru geliyor: Nasıl oluyor da en güzel lezzetlerin çoğu bu tarz salaş yerlerden çıkıyor? Uzun süre bu konu hakkında düşündüm, birçok yer ziyaret ettim. Tüm bu ziyaretlerimin sonucunda şu kanıya vardım: Salaş mekanlarda ustalar dükkanın detayları ile ilgilenmek yerine sadece yaptıkları yemeğe ya da spesiyale odaklanıyorlar. Masanın kırık olması, sandalyenin tahtadan olması onları zerre kadar ilgilendirmiyor. Tek ilgilendikleri şey iyi yemek yapmak ve bu yemeğin insanlar tarafından onaylanmasını sağlamak. Mekan değiştikçe, dekorlar ve ambiyans ön plana çıktıkça ister istemez odak noktaları da değişmeye başlıyor. Vakti kalmayan usta yemek yapımını öğrettiği çıraklara veriyor. Çoğu zaman bu da bozulmalara neden oluyor. O sebeple ben hala salaş lokantaları destekliyorum. Oralarda kendimi daha rahat hissediyorum. Arkadaşlar Ciğer Salonu da Mersin’de kendimi çok rahat hissettiğim,doya doya lezzetli ciğer yediğim bir yer.
Mersin Limonunun Salatalardaki Gösterişi
Ciğerlerinin değerlendirmesini yapmadan önce Mersin’de lokantalarda yediğim salataların kalitesinden biraz bahsetmek istiyorum. Gittiğim birçok lokantada yediğim salatalar hem çok taze hem de İstanbul’da tadını alamadığım bir ekşilikteydi. Bu limon ekşiliği, Mersin’in kavurucu güneşi altında büyüyen, enfes Mersin limonlarından geliyor. İçi sulu, kabukları ince olan bu limonlar genellikle Mersin içinde tüketiliyor. Ürgüp’e limon sığınaklarına gidenler ise başka türmüş. Mersinliler genelde bu ince kabuklu limonları tüketiyorlar. Daha sulu ve bence daha kaliteli. Salatalarda mutlaka sumak,limon,tuz üçlüsü bulunuyor. Daha da ilginci limonun yanında aynı zamanda portakal da kesmişler. Bazı müşteriler limonun aşırı asiditesi yerine daha tatlı bir asiditeyi tercih ediyormuş. O zaman da Mersin’in ünlü portakalları devreye giriyor. Salataya limon yerine portakal sıkıyorlar. Ben denemedim. Limon benim için gayet iyi bir seçimdi. Arkadaşlar Ciğer Salonu da salatanın hakkını veriyor. Yağlı ciğerin yanında asitli bu salata enfes gidiyor.
Kuzu Ciğeri Ustanın Ellerinde Sanata Dönüşmüş
Edirne ve Arnavut ciğerinden farklı olarak Mersin işi ciğerde, kuzu ciğeri kuş başı parçalar halinde temizleniyor ve aralarına kuzu kuyruk yağı gelecek şekilde şişe diziliyor. Başka hiçbir şey eklenmeden orta ateşte ızgarada pişiriliyor. Geçtiğimiz senelerde masanıza gelen bu şişleri çıkarttığınızda koymanız için şiş kovaları da veriliyordu. Şimdi onları kaldırmışlar. Şişte gelen ciğerlerinizi sıcak lavaşa çekip,üstüne de sumaklı soğanını koyuyorsunuz, yanında da kendi yaptıkları güzel bir ayran var. Enfes bir sanat eseri yiyorsunuz. Ciğerler sulu kalacak şekilde pişirilmiş, yağlar ağızda eriyor, lavaş yumuşacık… Ciğerde tek bir sert kısım yok. Temizlenme ve pişirilme başarısı ustasının da kalitesini ortaya çıkarıyor. Ben tadını daha rahat almanız için mutlaka porsiyon olarak sipariş etmenizi öneririm. Dürüm olarak söylerseniz içindeki salata,sumak ve ekmeğin kalınlığı derken etlerin o kendine has tadını yakalamanız daha zor olabilir.
Hijyene Biraz Daha Önem Verilebilir
Gıdada hijyene ne kadar önem verdiğimi artık çoğu kişi biliyor. Bu konu bence en az lezzet kadar önemli. Arkadaşlar Ciğer Salonu pis bir mekan olmasa da çok temiz diyebileceğim bir ortama da sahip değil. Tezgah dağınık, kebapların bazıları açık alanda duruyor, masalar üstünkörü siliniyor. Hızlı tüketilen bir yemek olan ciğer için masalarda muhteşem hizmet,kolalı örtüler,çiçek kokulu bir mekan elbette ki beklemiyorum ama yine de insanın kendini huzurlu hissedebileceği bir hijyen limiti vardır ya onu yakalasalar yeter de artar. Lezzetteki başarısını bu konuda da görmek en büyük arzum.
Değerlendirme: 8/10
Adres: Hamidiye Mah., Silifke Cad. No:145/A, Akdeniz/Mersin
Telefon:(0324) 237 6806