San Sebastian’da bir pazar günü öğlen ne yenir? Ben yolumu her seferinde Pescadaria caddesine düşürüyorum. Önce Txepetxa’da birbirinden nefis ançüezli pintxoları (tapas) Bask bölgesinin köpüklü şarabı txakoli ile eşleştiriyorum. Yanına üstüne zeytinyağı dökülmüş söğüş ahtapotları da ekliyorum. Kimselere aldırış etmeden, barda her yere döke döke yiyorum. Keza sıcak çıtır ekmekler üzerinde gelen pavuryaları ve ançüezleri başka türlü yemek pek mümkün değil.
Sonra Bar Nestor’a geçiyorum. Orada en sevdiğim şey kızarmış küçük yeşil biberler (Pimientos de Padron).
Yanına kokusunu onlarca metre uzaktan alabildiğiniz domatesler geliyor. Üstünde harika bir zeytinyağı ve deniz tuzu ile birlikte.
Bir diğer spesiyal olan dana eti ise her zaman aynı kalitede olmuyor. Bazen sert geliyor. En yağlı olanını seçin. Nestor onu sizin için pişirsin.
Bu güzel öğle saatleri, yazın denizden kurt gibi aç çıkınca daha da anlamlı oluyor. San Sebastian’ın metrekareye en çok michelin yıldızı düşen, sofistike bir yer olduğunu unutup, fiyat/kalite dengesinde sizi çok mutlu eden pintxos barlarına kendinizi atıyorsunuz. Yukarıda tuttukları şişelerden dökülen txakoli şaraplar bardağınızda köpürürken, siz de taze deniz mahsullerinin keyfini çıkarıyorsunuz.
Tüm bu spesiyalleinin yanında Bar Nestor’un çok basit bir spesiyali var. Nestor’un karısının bunlar seneler önce yaptığı bir tortilla mekanda çok tutuyor. Bu ilgi sebebiyle hergün çıkarmaya başlıyorlar. Günde yalnızca 2 kere ve toplam 32 dilim olacak şekilde…
İlk tortilla saat 1’de çıkıyor. Bu 16 dilimlik patatesli omletten alabilmek için saat 12’den itibaren listeye adınızı yazdırmanız lâzım. Yazın uyarayaım 12’yi 10 gece gibi liste dolar, ilgi o denli fazla. Akşam ise 8’de çıkan tortilla için 7’de isminizi yazdırmanız lâzım. Şimdi sorabilirsiniz “bu kadar basit bir yemek için bu çileye değer mi?” diye. Ne yalan söyleyeyim bunu tadan biri olarak Karadeniz’de çok daha güzellerini yediğimi söyleyebilirim.
Yine de Nestor’u tebrik etmek lâzım. Bir omlet bile kapılarda kuyruk oluşturuyorsa,insanlar saatler önce isim yazdırmak için vakitlerinden çalıyorsa, bir küçük bar tüm şehirde isminden söz ettiriyorsa bunu sağlayan adamı da takdir ediyorum.
Bu arada tortillası için belirtmek istediğim bir şey var. İspanya’da bazı yerlerde tortilla içi kuru olarak da sunuluyor. Aslında içinin ıslak olması daha iyi. Patatesler kurumamalı. Bar Nestor’unki işte bu sebeple çok tutuluyor. Kişisel fikrim Nestor’un esas başarısının, arz kontrolünü iyi yapmasından kaynaklandığı yönünde. Kolay erişilemeyen yemek, en lezzetliyi bile solluyor.
Ne yazık ki bu küçük pintxos barlarda engelliler için olanak yok. Ambiyans ise çok basit. Ben de zaten bu halini seviyorum.
Değerlendrime: 8/10