Kaderi Değişen Mahalle
Geçtiğimiz seneler Çukurcuma mahallesi için sanırım yeniden doğuşun net bir örneğidir. Unutulmuş bir semt, kendi haline terk edilmiş hüviyetinden sıyrılıp yeni dokunuşlarla belki de İstanbul’un en popüler semtlerinden biri haline geldi. Son zamanlarda bistro tarzı yemeklerin en başarılılarını bu semtte yedim. Harika dekorlu, genç şeflerin yarattığı bu modern mekanlar, güler yüzlü servis elemanları ile de sizi mutlu etmeyi beceriyor. İşte bu güzel mekanlardan biri de Cuma Café.
Harika Bir Bahçede Hayvanlarla İç İçe
Cuma Café’nin en güzel özelliklerinden biri harika bir bahçeye sahip olması. Bu güzel bahçede hem gazetenizi,kitabınızı okuyabiliyor, hem lezzetler tadabiliyor hem de hayvan dostlarınızla hoş vakit geçirebiliyorsunuz. Üstelik kendi evcil hayvanınız yoksa da üzülmeyin. Çukurcuma’nın afacan kedileri hemen yanınıza gelip size sırnaşıyor.
Café Cuma iki katlı bir tarihi evin restore edilmesi ile oluşturulmuş. Üst katta modern bir dekorasyon hakim. Her şey sade ama sadeliğin getirdiği ekstra bir güzellikle yerini almış. Kalabalık gruplar içinde güzel masalar, kendinizi evinizde hissedeceğiniz bölmeler var. Dekorundan etkilendiğimi itiraf etmeliyim. Bu basitlik beni resmen 12’den vurdu…
Burası aslında kahvaltıları ile de meşhur. Ancak benim yetiştiğim saat öğlene denk geldiği için kahvaltı yerine öğle yemeğini daha uygun buluyorum. Yanımdaki hanımların ekmek üstü sipariş ettikleri yumurtalar aklımı almıyor değil ama daha önce instagramdan tavsiye edilen Ricottalı ev yapımı ravioli’yi denemeden buradan dönmem imkansız. Onun öncesinde ise canımın ekşi bir şeyler istemesi üzerine nar ekşili, yaban mersinli tabuleli salata ısmarlıyorum. Yemekler öncesinde çok sade bir ekmek torbası ve tadına bayıldığım bir acuka getiriyorlar. Acukaları birkaç dokunuş daha olsa bildiğin muhammara kıvamını yakalayacak. Bol cevizli. biber salçalı, ekşi domatesi tüm karaterini içinde barındıran lezzetli bir iştah açıcı. Bunun yanında kendi yapımları olan ekşi ekmek getiriyorlar. Son derece başarılı bu ekmeğin buradaki önemi büyük. Birincisi bu küçük mekanda kendi ekmeklerini yapabilecek kadar başarılı olmaları, ikincisi ise bu ekmekleri sıradan basit tariflerle değil de ekşi köy ekmeği yapacak kadar zor tariflerle yapıyor olmaları. Tabuleli salataları son derece iyi malzemelerle hazırlanmıştı. İçindeki nar ekşisi koyu kıvamlı, ağızda varlığını hissettiren yapıda. İçindeki nar ekşisi tabule ile karışınca sanki bir kısır yemiş hissi uyandırıyor ama yabanmersinini ve cevizin verdiği etki ile de sanki vişneli cevizli bir kek yer gibi tatlı mayhoş tat notaları yakalatıyor.
Ravioli içi çam fıstığı dolu ricotta peynirinin İstanbul’da bulabileceğiniz en iyi örneklerinden biriyle yapılmış. Ne yazık ki ithal adı altında gelen birçok peynir son derece başarısız. Daha da üzücü olarak bunları fahiş fiyatlarla insanlara satıyorlar. Makarna hamurunun ev yapımı olduğu kıvamından da belli. Al dante usulünü abartmadan, orta yumuşaklıkta pişirilmiş bir lezzet! Tek sorun sosuna konan limon kabuğunun biraz abartılmış olması. Öyle ki ravioliyi yerken yüzünüz bile ekşiyebiliyor. Sanırım bu oranı biraz azaltmaları yerinde olur.
Ben geçirdiğim 1 saatten çok memnun kaldım. Hem lezzetler iyi yolda olduklarının bir göstergesiydi hem de işlerine bağlı muhtemelen yaşıtım genç arkadaşların bu denli sağlam adımlarla ilerlemelerini görmekten gurur duydum. O bahçedeki keyfi de şimdiden özler oldum…
Değerlendirme: 7.5/10
Adres: Çukurcuma Cad. No:51, Cihangir/İstanbul
Tel: +90 212 293 2062