Çiçekler İçindeki Harika Yemekler
Hedone restaurant’ta aldığımız tavsiye üzerien 1 Michelin yıldızına sahip bu lüks restaurant 5 yıldızlı otellerin altında yer alan klasik dekorla döşenmiş bir Londra mekanı. Eşimle Evlilik yıldönümümüzü tebrik etmek için bize özel bir kart yazmışlar. Bu jest karşısında biraz da utanıyorum. Huyum gereği biraz çekingen, ağırbaşlı biriyimdir. Masama kendimi zor atıyorum. Tam utangaçlığımı üstümden atacakken ilk tabakla birlikte şaşkına dönüyorum… Şefler bu güzel gün için bize çiçeklerden yapılmış bir amuse bouche gönderiyorlar.
Yemeye Kıyamazsınız
Pastel gri, haki yeşil renklerin hakim olduğu dekorundan böyle canlı, hareketli bir ekip beklemezdim. Hepsi hem genç hem de çok güleryüzlüler. Michelin yıldızına sahip lokantaların kasıntısı içeride hiç sezilmiyor. Garsonlarım takım elbiseleri bile modern hayat ayak uydurmuş, moda olan kısa paçalar, desenli ayakkabılar ile Londra modasını fevkalade yansıtıyorlar. Hedone restaurant’ta karşıma çıkan açık mutfak konsepti burada da var ancak oradaki gibi tamamen açık değil. Arada açık olan bir kapı vasıtası ile içeriyi görebiliyorsunuz. Hatta gezebiliyorsunuz. Hijyen anlamında gittiğim her yeri incelerim. Lokantalarda Lezzet kadar hijyen de önemlidir. Bir yer hijyenine önem vermiyorsa inanın yemeğe zaten vermiyordur. Bu nedenle açık mutfaklı lokantaları çok seviyorum.
İlk hoş geldin tadımımızı kıtır ekmek üzerinde getirdikleri keçi peynirli, trüflü ve kantaran otlu bir meze ile yapıyoruz. Küçük dere otlarının yeşili, mavi kantaron otunun güzelim rengi ile size “Beni Yeme” der gibi bakıyor. Şeflerin evlilik yıl dönümümüzü kutlama şekilleri bizi hem mutlu ediyor hem de yeteneklerini anlamamızı sağlıyor.
Ekmekleri Rusların Borodinsky ekmeğine benzer yüksek kaliteli bir çavdar ekmeği. İsli tereyağ ile servis ediliyor. Yağ aynı zamanda şekerle karamelize edilmiş. Üst sınıf bir İngiliz yağı. Yalnız biraz fazla tuzlu.
Hormonsuz Dünya
Eşim başlangıç olarak kadife çiçeği, domates, sarımsak ile hazırlanan bir salata tercih etti. Ben turp, yumurta sarısı, kohlrabi (Alman turbu) ile hazırlanan bir başlangıç sipariş ettim. Kohlrabi Türkiye’de çok duymadığımız bir isim. Almanların bir şalgam türüne verdikleri isim bu. Lahana, brokoli gibi bir tat buklesi var ancak daha tatlı. Yumurta sarısı hakkında yazı yazacağım aklıma gelmezdi ama bunu yazmak istiyorum. Kayısı kıvamı lafını hepimiz duyarız. Peki kaçınız bu tarz bir yumurta yedi? Ben hayatımda ilk defa Fera’da yedim. Çatalı değdirdiğinizde dağılmıyor ama aynı zamanda en ufak bir katılaşma belirtisi yok. Akacak diye çatalınızın ucuna bakıyorsunuz orda duruyor, dilini değdirdiğinizde ise ağzınızda dağılıyor. Şeflerin belli bir sıcaklıkta belli bir sürede pişirdikleri gizli tariflerden biri daha. Kohlrabi sebzesi turbun çok hafif daha şekerlisi. İlk defa denememe rağmen yabancılık çektirmiyor. Yanında sundukları lahananın yaprakları diri pişmişti, daha da önemlisi sebzenin bütün karakterini damakta hissettim. İngiltere’nin sebze kalitesi Avrupa’da bir tek Fransa’da karşıma çıkan bir şey. Sanki yapaylık buraya hiç uğramamış.
Ana yemeklerin ilki dişi keklik eti.Dişi etinin kullanılma sebebi erkeğinkine göre etinin daha yumuşak ve yağlı oluşu. Çok başarılı bir av eti. Hem av etlerinin kendine has tat buklelerine sahip hem de onlardan farklı olarak yumuşak. İpek’in yediği tırpana balığı 2.ana yemeğimiz. Yanında deniz marulu, patates üstüne konmuş su yosunu sosu ile servis ediliyor. Ne yalan söyleyeyim balıkta pek bir numara yok. Sos denizin tadını yemeğe yansıtmakta çok daha başarılı idi. Ancak o bile balığı ön plana geçirecek bir ana yemek yapamadı.
Türk Şefler Otlarımızı Ne Zaman Keşfedecek?
Son yemeğimiz Kuzu eti. Bu eti pancar, beyaz soğan ve Türkçede zufa otu olarak kullanılan bir ot ile sunuluyor. Bizde genelde çayı içilen bu bitkiyi İngilizler yemeğe aromatik bir tat elde etmek için katıyorlar. Bunun yanında kara lahana da servis ediliyor. Bu yemek, otların, sebzelerin, sosların, kuzu etinin bir lezzet resitali. İngiliz şefler tatlı sosun başarısının sırrının zufa otundan geldiğini söylüyor. Belki bizim cesur aşçılarımız da bu otu listelerine ekleyip denerler.
Yemekler bitince bir ahududu salatası istedim. Ahududunun tazeliği, canlılığı,lezzeti tatlıya damga vurdu. Ahududları çoğu yerde donmuş olarak ya da düşük kalitelisini çok yüksek fiyata yemeye alışığım.
Tatlıları Değerlendirirken Objektif Olamamaktan Korktum
Daha sonra gelen kolza tohumlu, elmalı pudingi tarif edebilmek için 1 saat düşünüyorum. Bir elmayı alın içini çikolatalı puding ile doldurun ama aynı zamanda elmanın bütün içeriği de o çikolatanın içine dahil olsun. Siz tam çikolatanın monotonluğu altına girerken tüm ekşi-tatlı gücüyle size ben buradayım desin. Kadife çiçeğinin mis gibi kokusu her lokmada burnunuza geliyor. Bu tatlı bazen bir çikolata, bazen bir elma, bazen bahar kokuları veren bir çiçek oluveriyor. Kusursuz bir elveda tatlısı!
Bu lokantayı 2 sebeple çok takdir ettim. Birincisi ülkelerinin en güzel ot ve sebzelerini yemeklerde kullanarak bizlere de tanıttıkları için ikinci olarak da yediğim her yemekte etleri kendi yağları ile pişirdikleri için. Biliyorum çok sağlıksız çoğu zaman da kötü bir görünüm veriyor ama ete de kendi yağından, suyundan başka hiçbir şey yakışmıyor. Çok başarılı bir mutfak. 2.yıldızı zorlayacaklarından eminim.
Değerlendirme: 10/10
Adres: 49 Brook St, London W1K 4HR, İngiltere