Curtis Duffy ve Michael Muser profesyonel yaşamlarında kazandıkları tecrübelerden yola çıkarak Grace adını verdikleri restoranlarını 2011 yılında hayata geçirdiler. Bu güzel iş birliği onlara 3 Michelin yıldızı getirdi. Alinea ile birlikte Chicago’nun en iyi 2 restoranından biri olarak değerlendiriliyorlar.
Grace’in 2 tip menüsü var bunlar: Fauna ve Floral. Birisi sadece vejetaryenler için hazırlanmış özel bir menü. Açık mutfaklarında şefle ve ekibiyle tanıştım hepsinde “For Grace” filminin heyecanı vardı. Başarıları beyaz perdeye aktarılmış. Somölye ve aynı zamanda restoranın genel müdürü olan Michael bana kavlarını gezdirdi. Amerika’da kavların artık yavaş yavaş pahalı şaraplardan uzaklaşarak insanların alabileceği şarapları tutmaya başladığını söyledi. Valerie onun yetiştirdiği genç bir yetenek. Yemeklerle beraber çok iyi eşlik eden şaraplar seçmiş. Hem sunumları hem de bilgilendirici konuşmaları çok tatmin edici.
Curtis Duffy mutfağında Uzakdoğu esintilerini sonuna kadar kullanan bir şef. Özellikle topraksı tonları ağır basan yemeklerde iyi işler çıkarıyor. Yemeklerde taze meyveleri,yenilebilir çiçekleri de kullanmayı seviyor. Örneğin güvercin etiyle ham çileği, kuyruk etiyle yoncayı bir arada kullanıyor. Amuse bouche olarak tuzlu,ekşi ve tatlı tabaklar önünüze geliyor. Ekşi amuse bouche’ta kuşkonmaz, tuzlu tabakta midye köpüklü kurutulmuş karnabahar,tatlı da ise enginar var. Hepsi dengeli, yaratıcı tabaklar.
Sudachi limonu ile gelen yengeç yemeğinde, kasenin en üstünde ince, çıtır bir şeker katmanı var. Kaşığınızla bu katmanı kırıp salatalık ve nane eşliğinde hazırlanan yengeç etine ulaşıyorsunuz. Tatlı,ekşi,acı birçok tada aynı tabakta yer vurulmuş. inişler ve çıkışlar var. Yengeç etlerini her ısırışınızda okyanus tadı ağzınıza doluyor.
Sakız kabağı, zencefil,nane ve kişsnişle yapılan yemeğin yaratıcılığı değil ama malzeme kalitesi harika. Dokular,kontrastlar, damak oyunları… yemekte hepsi mevcut. Sarı kuyruk balığıyla yapılan yemek ise benim için çok sivri olan ekşi notlar içeriyor. Dengede duramadığını düşündüğüm bir tabak. Tatlı fasulyeler bile bu sivri ekşilikle başa çıkamamış. Sonraki yemek güvercin eti,pancar,ayçekirdeği ve kuzu marulu ile geliyor. Ham yeşil çileklerle süslenmiş. Yanında çok başarılı bulduğum bir soğan confit var. Et pişirilişi ustaca. Ayçekirdeği ve pancardan topraksı tonlar alıyor. Aynı tabağın vejetaryen menüsündeki karşılığı olan yemek ise Azteklerin kutsal bitkisi kırmızı amaranth. Ülkemizde tadına pek alışık olmadığımız bu yaprakla yapılan yemekte pancar,keçi peyniri ve elma da kullanılıyor.Çeşitli otların,lezzetli güzel bir kombinasyonu olan bu yemeği sevdim. Keçi peynirini hafif donuk bir kase formda tutuyorlar. İçine ise pancar kreması dolduruyorlar.
Menünün en sıradışı tabaklarından birisi domuz kuyruğu. Hindiba,ekşi yonca ve turşu ile hazırlanan bu yemekte yüksek asidite, kuyruktan gelen ağır-yağlı tadı dengeliyor. Beyaz kuşkonmaz, kuzukulağı ve karnabahar püresi destekliyor. Tatlı&Mayhoş tatların yanında zeytinle hafif bir tuz tadı da kazandırılmış.
En iyi tabak ise limon otu çayı ile yapılan jöle yatağında Vietnam otları ve tereyle gelen dana eti. Etin dışı hafifçe çıtır bırakılmış, dokusu mükemmel bir spesiyal. Vietnam’a gitmeyen benim gibi insanlar için güzel bir keşif yemeği.
3 tatlıdan yalnızca bir tanesi akılda kalıcı. Fakat bu tatlı son zamanlarda Michelin yıldızlı yerlerde yediğim en iyi tatlıydı. Raventlerin içerisine menekşe aromalı krema koymuşlar. Yanında yine ravent özlü mereng var. Bunların en altında ise ananas kreması. Yalnızca damağa değil, burnunuza ve gözünüze de hitap ediyor. Fıstıklı muhallebi, murray river tuzu ve çarkıfelek meyveleri ile yaptıkları son tatlı ise beni hiç etkilemedi. 2 yıldızlı bir yer için oldukça sönük bir tatlıydı.
Tadım menüsü 235$. Fiyat/Kalite dengesi bence ortalama. Bu fiyatlar daha iyi performansı hak ediyor. Alerjisi olan insanlar ve vejetaryenler için farklı menü sunabilmeleri ise hoş bir ayrıntı.
Engelliler için olanak var. Servis, şarap listesi ve ambiyans çok iyi. Kısacası birkaç lezzet firesi haricinde her şeyi doğru yapan bir restoran. Grace’ten memnun ayrılmamak çok zor.
Değerlendirme: 8/10