Oslo’nun, gastronomisi zengin şehirler arasında var olmasını sağlayan restoranlardan en önemlisi kuşkusuz Maaemo. 2 Michelin yıldızına sahip bu restoran, felsefesini iki kural üstüne kurmuş: 1) Asla doğal olmayan şeyler yemeklere malzeme olarak konmuyor. 2) Norveç sınırları dışından gelen hiçbir malzeme yemeklere konmuyor. Yani tamamen doğal ve “milli malzemelerden” bir yemek yiyorsunuz.
Toplam 25 spesiyalden oluşan bir menüleri var. Yaklaşık 3,3.5 saat süren bu gastronomi deneyimi beni fazlasıyla mutlu etti. Füzyon mutfak,klasik Norveç mutfağı ve yerler malzemelerin, yine çok iyi bi somölye tarafından hazırlanan şaraplar eşliğinde güzel bir kombinasyonu. Başlangıç tabaklarından mutlaka sizin de tadını merak edebileceğiniz bir yemeği anlatmak istiyorum. “Bunu nasıl yedin?” sorusuyla çok karşılıyorum. Balkabak eşliğinde karınca.
Norveç’te asiditesi yüksek sebzelerve meyveler soğuktan dolayı pek yetişemiyor. Dışarıdan malzeme temin etmeyen bir restoran olarak asiditeyi sağlayabilmek adına karınca kullanıyorlar. Ben de hayatımda ilk defa denedim ve tadı cidden keskin bir ekşilikte. Balkabaklarını yavaşça uzun saatler pişiriyorlar. Sonrasında tatlılığını dengelemek için asidite sağlayan karınca ile süslüyorlar. Bu karıncalar Norveç’te yemek için üretilen tahta karıncaları . Ben tadını sevdim. Diğer başlangıçlar da damak zevkime uygun, üstünde uzun süre konuşmayacağım ama mutlaka tadılması gereken enfes atıştırmalıklar. Özellikle erik soslu tavuk ciğeri (erik sostan gelen tatlılık yanında tavuk ciğerinden gelen baharatımsı tatların birlikteliği enfes) ve chanterelle mantarlı küçük cookie’ler çok başarılı bulduğum iki yemek.
Maaemo’nun bir özelliği daha var. İskandinavya’daki birçok başarılı restoran gibi Maaemo da tabak süsleme konusunda çok başarılı. Konseptler yemeklere göre değişiyor. (İstanbul’daki Alancha’yı da bu konuda takdir ediyorum) Fotoğrafta gördüğünüz restoranın imza yemeklerinden birisi. İstiridye ve dereotu yağı çorbası. Başta istridye üstünü midyeden hazırladıkları jölemsi bir formla kapatılmış olarak getiriyorlar. İstridyeleri Bømlo adlı şehirden getiriyorlar. Bu şehirin tek geçim kaynağı denizcilik ve sadece 10.000 kişi yaşıyor.
Masaların aydınlatma sistemini sevdim. Etraf karanlık olsa da ne yediğinizi görebiliyorsunuz. Daha da önemlisi şarabınızın kontrolünü yapabiliyorsunuz. Buranın en beğendiğim yemeği hiç kuşkusuz deniz tarağı oldu. Deniz tarağını Norveç’in Frøya bölgesi’nden getiriyorlar. Canlı canlı önünüzde kabukları açılan deniz taraklarını size gösteriyorlar. Daha sonra bu deniz tarağını kömür ateşinde pişiriyorlar. Yanında deniz&kara birlikteliğini sağlayacak enfes bir kereviz sebzesi ve kereviz püresi ile sunuyorlar. Kerevizin altında elma sosu ve tereyağ konuyor. Bazı yemekleri yerken hiç bitmesin istersiniz. İşte bu da benim için onlardan biriydi. Ben bu yemeğe şapka çıkarırım. Hayatımda ilk kez deniz tarağının tazesini ve donmuşunu ayırt edebilecek damağa burada sahip oldum. Artık taze ve donmuş deniztarağı nasıl olur daha iyi biliyorum.
Yine tabaklarının dizaynları ile birçok restorandan farklılaşıyorlar. Size sundukları tadım menüsü,lezzetinin yanısıra, Norveç coğrafyası hakkında da fikirler veriyor. Deniz&toprak onlara ne veriyorsa, bu malzemeleri zaman zaman klasik, zaman zaman yaratıcı ve yeni methodlarla bu muhteşem tabakların içinde sunuyorlar.
Sonraki yemeğimiz Norveç Sande fiyordlarında avlanan uskumru, yanında elma sos ve yabani sarımsak sos ile geliyor. Bazı balıkları ülkemiz kalitesinde değil. Bu da onlardan biri. Türkiye’deki doğal lezzetlerin biri de işte bu balık. Ancak bizler korumaktan aciziz.Küçük üzümler balığın tatlı sosuna asidite kazandırmak için konuyor.
Son ana yemekler, Norveçlilerin Rømmegrøt dedikleri ekşi kremadan yapılan Norveç Milli yemeği ve et suyu püresi diye tarif edebileceğim, et suyu ve esmer şekerin köpük formuna getirilmiş halinin, sarımsak&olgun peynir ile sunulması ile hazırlanan yemek. İkisi de enfes. Özellikle Rømmegrøt erik sosu ve ekşi kremadan gelen ekşi&tatlı kontrastı ile bence harika bir denge sağlıyor. Yanında ren geyiği kalbi var. Kurutulmuş olduğu için biraz sert ama püremsi dokusu olan diğer lezzetlere iyi bir kontrast oluşturuyor.
Yemekten sonra sizi yukarıya alıp mutfaklarını da gezdiriyorlar. Bu muhteşem ekiple de tanışıyorsunuz. Tatlılardan kahverengi renkteki tereyağlı (yanık) dondurma ve yine Japon Koji stilinde fermente edilen sütlü dondurma unutulmaz bir deneyim yaşatıyor. Aspergillus oryzae diye de bilinen bu mantar özellikle Uzak doğuda soyaları feremente etmek için kullanılıyor. Maaemo’da diğer ülkelerdeki birçok pişirme,feremente etme,sunum,dengeleme,maserasyonlama gibi özelliklerini görebiliyorsunuz. Malzeme olarak diğer ülkelere kapalı ama tarzlar olarak açıklar.
Engelli vatandaşların “insan” yerine konduğu bu güzel şehirde hiçbir restoranın bu kriterden puan kaybetmemesi benim için büyük mutluluk. Muhteşem bir dekor, muhteşem yemekler, muhteşem bir şarap menüsü, muhteşem bir servis. Bence 3.yıldızı almaları an meselesi…
Tadım menüsü 2050 kron ( 700 TL)
içki eşleştirmesi 1350 kron (450 TL)
Fiyat biz Türk tüketicilere inanılmaz fazla gelse de, Norveç vatandaşlarının bizlerin 3 katı maaş aldıklarını düşünürsek onlar için aslında çok da fazla olmadığına inanabilirsiniz. Bence dünyanın en iyi restoranları listesinde 64.olmaları büyük haksızlık. Sanırım bunda en büyük etken şarap listeleri. Bence de burası için yeterince zengin değil.
Değerlendirme: 9.5/10
Adres: Schweigaardsgt. 15b 0191 Oslo Norveç
Tel: 47 91 99 48 05