-
Paris’te kahvaltı için önereceğim mekanlardan birisi Holybelly. Bu mekanın diğerlerinden farkı Amerikan tarzı kahvaltı sunması. Porsiyonlar büyüyor, kaloriler artıyor buna karşılık fiyatlar düşüyor. Kapısındaki kuyruğa yakalanırsanız size bir uyarı yapayım.…
-
Kırmızı yanaklı şişman bir adam elinde bir kadeh kırmızı şarapla sizi kapıda gülerek karşılar. Onun ismi Bobbos. Papyonuyla ve önündeki önlüğüyle sıradan bir garson izlenimi vererek masaları gezer. Yavaş yavaş…
-
7 masalık küçücük bir restoran. Japon şef tezgahının arkasında tabakları tek tek süslüyor, yemekleri pişiriyor, kirlileri yıkayıp yerine kaldırıyor, yeni siparişleri kontrol edip malzemeleri hazırlıyor. Akihiro Horikoshi, Paris’in 3 Michelin…
-
Paris borsa binasının hemen yanındaki Rue Vivienne’de, şehrin en sevdiğim bistrolarından birisi var: La Bourse et La Vie. Burası Amerikalı şef Daniel Rose’un bistronomi örneğini bizlerle buluşturduğu 10 masalık mekanı.…
-
Gare Du Nord yakınında bulunan Chez Michel, klasik Fransız lezzetlerini tadabileceğiniz yerlerin başında geliyor. Şef Michel Breton küçük bistrosunda size, şatafattan uzak, sadece lezzete odaklanacağınız ve cebinizi yakmayan bir yemek…
-
Place Des Vosges’da açılan 2 cam kapıdan girdiğim bu restoran, söylemeye çekindiğim tüm düşüncelerimi açığa çıkartan yer oldu. Bir aşçının aşçı olarak kalması, kimyagere dönüşmemesi gerektiğine yürekten inanıyorum. Beklentim, bana…
-
İçeri girdiğinizde tavanda renkli vitrayların sizi karşıladığı bu bistro, Paris’te en değer verdiklerimden birisi. Artık turistlerin ilgisini daha çok çekmek adına yozlaşan Fransız mutfağını, son nefesine kadar savunan ender kalelerden…
-
Londra da denediğim restoranların en ilgi çekicilerinden biri Portland’dı. Marlin Labron Johnson’ın üstün malzemeye odaklanan yemeklerine, dünyada çok az restorana nasip olan bir sarap listesi eşlik ediyor. Bunu söylerken, kavlarında…
-
Yeni nesil Amerikan mutfağının Chicago’daki temsilcilerinden Lee Wolen’ın restoranı Boka’da, son dönemlerde tabaklarda beni rahatsız eden esas unsurun “aynılaşma” olduğunu anladım. Lee Wolen’ın New York’ta en sevdiğim restoran olan Eleven…