Oslo’da birçok yerde kahve dükkanı göreceksiniz. Bunların bazıları zincir işletmeler, bazıları 3.dalganın Norveç temsilcileri, bazıları ise küçük ayaküstü kahveciler. 3 gün şehirde birçok kahveci gezdim. Beni en etkileyen yer burası oldu. Aynı zamanda kendi kahvelerini de kavuran bu yer, diğer kahve dükkanlarına, restoranlara da kahve veriyor. Cuma akşamı ziyaret ettiğim iki michelin yıldızlı Maaemo restoran’da bile bana, sabah Tim Wendelboe’da içtiğim kahveyi ikram ettiler. Kapsokisio bölgesi Kenya’da bulunuyor ve burunda pişmiş meyveler, ahududu, biraz bitter aromaları veriyor. İçimi, benim gibi kahvede asidite sevmeyenler için ideal. Burada oturacak büyük masalar yok. Toplam 4-5 sandalye ve 1-2 sehpa var. Benim gibi şanslıysanız birine kurulup yanınızda getirdiğiniz ekmek,reçel ve hveteboller (Norveç’in meşhur,kakuleli hamur işi) ile kahvaltı yapabilirsiniz. Diğer kahvecileri de yazacağım. Uğrayıp uğramamak size kalmış. Ancak Tim Wendelboe mutlaka uğranması gereken bir yer. Birçok kafe ve restoran sahibi, tadım odasında işletmeleri için kahve tadıyor. Eğer siz de tadım yapmak isterseniz 4 farklı kahveye 150 kron (50tl) veriyorsunuz. Normalde benim içtiğim kahve 44 kron (15 tl). Ben daha sert ve aromalı kahveler seviyorum diyorsanız size önerim Caballero. Honduras’ın çikolata, erik,hafif tarçın kokan bu kahvesi de benim sevdiklerimden oldu. Favorim ise Kapsokisio. 2 Michelin yıldızına sahip bir restoranın da aynı çekirdeği sunması seçimimin çok yerinde olduğunu anlamamı sağladı.
