Alba’nın bu en bilinen restoranının pembe salonunda yemek yiyip, gök delinircesine yağan yağmuru izlerken sanki bir dejavu yaşıyorum. Bundan 1 sene evvel Massimo Bottura’nın ünlü Osteria Francescana’sında yemek yerken de aynı şeyleri düşündüğümü hatırlıyorum: “Bir şef, menüsündeki lezzetlerde nasıl bu kadar iniş çıkışlar yaşayabilir?” diye kendime soruyorum. Bir tabak muazzam, öbür tabak sönük. Bir malzeme beni ters köşeye yatırırken, öbürü tüm hayallerimi yıkıyor…
Enrico Crippa’nın en sevilen yemeklerini sunduğu tadım menüsü bir şef için çok iyi; ancak 3 Michelin yıldızlı ve Dünyanın en iyi 17.restoranı seçilen bir restoranda bu menü “çok iyi”den biraz geri düşüyor.
Amuse Bouche kısmı için birçok 3 Michelin yıldızlı rakibine göre çok iyi diyebilirim. Sadece bir şey yapmış olmak için yapılış küçük tadımlıklardan ziyade, şef yeteneğini gözler önüne seriyor. Ahudud&Kavun ikilisi, marine edilmiş balkabakları,capone ve portakal sulu uskumru gerçekten enfes. Her biri doku ve malzeme kalitesi açısından usta işi. Aralarında yalnızca tuz,yağ ve lahanadan yapılan tadım hoşluğu geriye düşüyor. Damağınızda sanki sıradan bir coleslaw yemişsiniz izlenimi bırakıyor.
wp-content
Bir sonraki yemek tıpkı Uzakdoğu restoranlarında sıklıkla karşılaştığınız bun ekmekleri ile yapılmış bir tür dürüm. yumuşacık bir ekmek. Tigella ekmeği İtalya’nın Modena şehrine özgü bir tür ince ekmek. Bunun arasına tavşan eti, yeşillik,yosun ve Japon mutfağı esintili bir mayonez koyuyorlar. Lezzet olarak üst noktalarda seyreden bir spesiyal değildi. Dürüst olmak gerekirse bu yemeği menü dışında yemeyi tercih ederdim.
Bir sonraki yemek şefin ismini duyuran spesiyallerinden birisi. insalata 21,31,41,51 bu spesiyalde şef sizin önünze bir salata koyuyor. Bu salata mevsimsel olarak bölgede yetişebilen onlarca çeşit farklı otu bir araya getiriyor. Bunu size yeşil renkteki bir menüde isim isim veriyorlar. Elbette Türkiye’ye yabancı olan otlar olmakla birlikte, kendi ülkemizde de tükettiğimiz otlar mevcut. Her ısırışta size farklı dokular ve farklı tatlar ile karşılık veren bir salata hazırlanmış. Tabağın en altında sürpriz olarak sizi bir dashi sos bekliyor. Bunu da salatadan sonra içiyorsunuz. Dashi bana pek bir şey ifade etmedi.
Bir başka unutulmaz tabak maydanoz yağı, maydanoz topları, enginar ve jumbo karidesle hazırlanan yemek. Doku başarılı. Karideslerin her ısırışta damağınızda patlayan tadı yemekten aldığınız zevki katlıyor. Maydanoz canlandırıcılık görevini fazlasıyla üstleniyor. Yemeğe hareket kattığı rahatlıkla söylenebilir.
Restoranda trüfün en iyileri satılıyor. Gramı 8 euro. Bazı yemeklere koymak deneyim açısından gereklilik. Yani pahalı diye birkaç yemekte tüketmekten vazgeçmeyin. Bunların yemeği nasıl değiştiğine siz de şahit olacaksınız. Trüf menüsü ayrı bir menü. İsterseniz şefin klasik yemekleri ile bir kombinasyon da yapabilirsiniz.
Menünün unutamayacağım yemeği kestaneli risotto. Sanırım uzun yıllardır bu dokudaki bir risotto yemedim. Kestane,tarçın ve kümes hayvanları ciğeriyle hazırlanan sosla başka bir boyut kazanan yemek, şefin 2011’de yarattığı bir tabak. Üstünde limon kabuğu rendeleri ve kakao var. Alba’nın en unutulmaz yemeklerinden birisi.
İşte böyle bir tabağın öncesinde, enginarlı uykuluk yemeğinde tüm uykuluklar fazlaca pişmiş, resmen kurutulmuş. Bu inişler çıkışlar şefin felsefesini tam olarak anlamanızı da engelliyor.
Son yemek papatya özünden elde edilmiş sos ve keçi peyniriyle sunulan kuzu eti. Kuzu yumuşak ve lezzetli. Keçi peyniri ağızda hoş bir tat bırakıyor. Papatya ise damakta çok keskin değil. Burunda ise insana utluluk veren bahar esintileri taşıyor. Şef burada yalnızca göze ve damağa değil, buruna da hitap etmiş.
Enrico Crippa İtalya’da bugüne kadar yediğim en güzel limonlu tatlıyı hazırlamıştı. Massimo Bottura’nın meşhur Oops i dropped the lemon tart tatlısını andırmakla beraber, bence ondan çok daha başarılı.
Piazza Duomo’nun bu inişli-çıkışlı menüsü “unutulmazlar” listesine girmek için fazla istikrarsız. Sommelier Vincenzo Donatiello’nun menüsü ve eşleştirmeleri ise kusursuz. Tadım menüsü 240 euro. Fiyat/Kalite dengesi iyi. Yine de Alba’da bu dengeyi daha iyi sağlayan restoranlar mevcut.
Engelliler için olanak yok!
Değerlendirme: 7.5/10