Bizden önceki gurme büyüklerimiz, Türk şarapları ile Türk peynirlerinin asla uyuşmayacağı yönünde insanlara öğüt vermişlerdi. Ben yeni nesil peynir ve şarapların kalitesine bakarak artık bu kavramın demode olduğunu düşünüyorum. Türk peynirleri ve Türk şarapları (hatta yabancı şaraplar) gayet güzel uyuşuyor. Önemli olan tuz oranı dengeli olanı bulmak. Neşe Hanım ve Berrin Hanım Türk peynirlerini İstanbul’da yaşatan iki gönüllü kadın. Antre Gourmet adlı peynir dükkanlarını bundan 15 sene önce Cihangir’de açtılar. Yaptıkları takdir edilesi, bunu kadın olarak yapmaları ise daha da takdir edilesi. Köyleri gezip yeni peynirleri arıyorlar, yok olmaya yüz tutmuşları açığa çıkarmaya çalışıyorlar
Iwsa’da tanıştığım iki değerli peynir aşığı kadın. Neşe Biber ve Berrin Balonur Bugün dükkanlarında bir üçüncüsü ile tanıştım Pınar Sözer. Ben Antre Gourmet’yi neden destekliyorum? 1) Türk peynirlerini bize tanıtıyorlar. Beyaz peynir ve eski kaşardan başka kaç çeşit peynir var biliyor muyuz? 2) Peynirleri aldıkları yerlerdeki yöre halkına para kazandırıp, bu peynirciliğin ölmesini engelliyorlar 3) peynircilik üstüne bir kitap yazıp, gelecek kuşaklara bilgi akmasını sağlıyorlar 4) Hile ile para kazanma hırsı olmayan işletmecilik anlayışları ile günümüz yeme&içme işletmecilerine ders veriyorlar 5) “Kadın” olarak yarattıkları bir bebeği büyütüyor, zorluklara rağmen kapatmıyorlar 6) Bilgilerini paylaşmaktan hiç çekinmiyorlar. Sorularınıza cevap veriyor, sizi dünyalarına buyur ediyorlar…
Daha size başka nedenler de sayabilirim. Mesela Peynirciliğin öldüğü bir ülkede, yok olmaya yüz tutmuş peynirleri bulup İstanbul’da satmaya çalışıyorlar. Favorim olan Mersin bez tulumu ve Divle tulumu yanı sıra bugün iki tane çok özel peynir ile daha tanıştım. Biri Mahlepli Misellele peyniri, diğeri ise Trabzon Külek peyniri. Bunun yanında harika Kars gravyerleri, eski kaşarları, Adapazarı sepet peynirleri ve yine çok beğendiğim isli Abaza peynirlerini de almak mümkün.İsli Abaza peyniri 15 kilo sütten yapılınca ancak 1 kilo peynir alınan bir çeşit. Dolayısıyla pahalı. En güzelleri ülkemizde İzmit ve Adapazarı’nda yapılıyor. Meşe odunu ve fındık kabuğu yakılan fırınlarda tütsüleniyor. Mersin bezde tulumu ise Divriği obruklarında olgunlaştırılıyor.
Şarap tadımımız için yaptırdığım peynir tabağı ise 10 kişilik bir tabaktı ve 75 lira tuttu. Yani “butik bir yer, burası çok pahalıdır!” Cümlesi Allah’tan burada geçerli değil. Ama algıyı yıkmak zor. Bir gün yolunuz Cihangir’e düşerse bu işi tıpkı benim gibi para için değilde Aşk için yapan bu kadınlarla tanışın derim. İçeride güler yüz, hoş sohbet, lezzetli peynirler ve bilmediğiniz güzelim ülke peynirlerimizi bulacaksınız! Allah’tan onlar var da, ülkemizin yemek zenginliğini bir kez daha anlayabiliyorum. “Türk peynirleri ile hiçbir şey yapılmaz!” diyen zihniyetlerin ise, bu cesur kadınların alın terlerinden utanmalarını diliyorum! Lütfen bu ve bunun gibi yerleri destekleyelim ki, milli değerlerimiz yok olmasın. Peynirlerimiz hep yaşasın! Bizim olmayan Parmesan “Bizim” olmasın!
Anadolu toprağı… Zeytinin anavatanı,şarabın anavatanı,peynirin de anavatanı! Oysa şarap da, peynir de,zeytinyağı da Avrupa ile karşılaştırıldığında en az bu topraklarda tüketiliyor. Kahramanlar hep ayrı ama hikayeler hep aynı. Senin yüzüne bakmayıp, unuttuğuna “Yabancı” milletler değer verip hazinesi yapıyor işte! Bu kaçıncı milli miras için kaçıncı yalvarışım bilmiyorum ama vazgeçmeyeceğim: Türk peynirlerine sahip çıkalım! tadalım,alalım,tüketelim!
Adres: Bakraç Sokak No
Tel : 0212 244 90 61