Juan Mari Arzak’ın, zamanında annesinin düğün davetleri verdiği aile binasını değiştirerek açtığı restoranı Arzak, San Sebastian’ın belki de en meşhur restoranlarından biri. Kızı Elena artık bayrağı devraldı ve babasının yarattığı 3 Michelin yıldızlı dünyayı yönetmeye çalışıyor. Arzak deneyimimi özetleyecek olursam mükemmel servis, mükemmel şarap kavı, mükemmel tatlılar ama fazla füzyona kaçmış yemekler ve bu yemeklere göre biraz fazla kaçtığını düşündüğüm bir fiyat performansı var.
200 euroluk tadım mönüsü (Bask Bölgesi’nde bu fiyat fazla) tercih ediyorum.
Sirke ile marine edilmiş çipuranın sunum tarzı enteresan. Bir ipad’i şeffaf tabağın altına koyuyorlar. Ekranda denizin altını gösteren bir video var. Sanki balıkları yerken denizin içindesiniz. Balık etinin üstünde susam ve yenilebilir çiçekler mevcut. Sosunda Patxa (bir lokal likör) var. Açıkçası beni ne tat ne de sunum anlamında çok etkilemedi.
Kovanlardan elde ettikleri petek ve portakal sosu ile hazırladıkları ıstakoz benim favori yemeklerimden. Yanında tütsülenmiş kabak var. Denizin ve toprağın güzel bir birlikteliği. Arı polenlerinden bal tonları ve hatta kuvvetli damakların alabildiği çiçek notları kazanırken, portakal sostan asidite kazanıyor. Ravent ve kinoa ile hazırladıkları monkfish’i (fener balığının ailesinden) dereotlu bir sos ile sunuyorlar. Kinoa bu tabağın en anlamsız bulduğum unsuru. Bazen şefler tabaklara gereksiz malzemeler koyup kombinasyonu bozuyorlar. Kinoa da buna bir örnek.
Elena Arzak’ın en beğendiğim spesiyallerinden birisi de İran’dan gelen limonlarla yapılan çikolata kaplı limon kreması tatlısı. Asiditesi yüksek bu tatlıyı harika bir el yapımı çikolata ile sunuyorlar (Bir benzerini Nicole’de Aylin Yazıcıoğlu elinden yemiştim. İşte Nicole’un Michelin yıldızını hak ettiğine bir kanıt daha.).
Bir diğer favori tatlım tütsülenmiş koyun sütü ve içinde yer fıstığı ile gelen tatlı. Yanında iğde kreması eşliğinde. Vurucu bir imza tatlı!
Arzak ‘ta bazı yemekler çok iyi, bazıları ise insanı görselleriyle etkilerken damakta aynı etkileri gösteremiyor. Kişisel fikrim bazı malzemelerin “farklı” olmak adına rollerinin çalınmış olduğu. Yani bir malzemeden alacağınız tadı umduğunuz gibi alamıyorsunuz. Örneğin birkaç yemekte kinoa var ama tadı yok. Neden konduğu belli değil. Bunun gibi sorunlar var.
Başta da belirttiğim gibi Arzak servis konusunda diğer birçok restorandan çok daha iyi. Elena Arzak’ın kişisel ilgisi ise insanı mutlu ediyor. Yine de ben onu bizlere hep “efsane” diye anlatılan babası kadar başarılı bulamadım.
Engelliler için olanak var. 2 kişi toplam 418 euro verdik. Bu fiyat/kalite dengesinde bu restoranı başarısız yapan bir fiyat. İspanya’da bunun yarı fiyatına daha iyi yemekler yiyorsunuz.
Değerlendirme: 7/10