Yeni Yer Eski Hizmet
Göçtü Restaurant Mersin’de kebap denince akla gelen ilk yerlerden birisi. Senelerdir Mersin halkına “iyi yemek,iyi et” kavramını aşılayan bu mekan senelerdir hizmer verdiği İnönü Caddesindeki yerine ek olarak yeni bir mekana taşınmış. Her ne kadar mekan yeni de olsa hizmet kalitesi eski Göçtü’yü aratmıyor. Sahibi Necmi Bey hala masa masa dolaşıp insanlara hal hatır soruyor, boşları hala kendisi topluyor. Bu çalışkan işletmecinin mekanı da yılların yorgunluğuna rağmen ışıldıyor. Göçtü Restaurant’ta yediğim yemek Mersin’deki en iyi kebap ve et deneyimiydi. Eşim de ben de mekandan son derece memnun olarak ayrıldık.
Mezeler Sıradan Değil, Emek Harcanmış
Göçtü Restaurant sıradan kebapçıların aksine mezelerine önem veren bir müessese. Mezeler önceden hazırlanıp saatlerce dolapta bekletilmiyor. Her meze taze, dolaba girmemiş. Sipariş ettiğimiz patlıcan salatası özellikle hoşuma gitti. İçine yoğurt ya da mayonez gibi aldatıcı malzemeler konmamış. Mis gibi közlenmiş patlıcanın kokusunu alıyosunuz. İçine biraz maydanoz,biraz biber,tuz ve limon sıkmışlar. Buyrun size saf güzellik. Patlıcanın da hakkını vermek lazım. Etli, dolgun, tüm karakterini içine hapsetmiş ve ocakta dışarı çıkarmış.
Eşimle söylediğim pastırmalı humus ise mezelerin şahı. Mersin’de en özlediğim şeylerin başında geliyor. İstanbul’da ne yazık ki bu denli kalitelisini bulamıyorum. Belki malzeme kalitesindendir. Tahin,limon ve tuz çok dengeli kullanılmış. Hiçbiri diğerine üstün gelmiyor. Çemensiz pastırma ise Kayseri’de yiyebilecekleriniz kadar kaliteli. Aklıma aynı zamanda Kastamonu’da pastırmacılık yapan Sedat Tabakoğlu’nun o incecik şaheserleri geliyor. Elbette Göçtü’de onu sunmaları zor. Bu da yeteri kadar iyi. Eşimin ses çıkarmadan yediğini görünce doğru karar verdiğimi anlıyorum. O da hem yiyip, hem gülerek beni onaylıyor. Uzun zamandır yediğim en iyi humus bu.
Lahmacunları incecik hamurlu. Mis gibi odun ateşinde pişmiş ve bu odun kokusu ile sizi büyülüyor. Harçlarında bol kuyruk yağı kullanmışlar. Lahmacunu acıya boğmamışlar. Yanında gelen tere,Mersin limonu ve maydanoz ile iyi gidiyor. Belki de bol sulu bu Mersin Limonunun da çorbada tuzu,biberi oluyor. Lahmacunu yağlı sevdiğim için ben bu lahmacunu iyi değil çok iyi diye nitelendiriyorum. Göçtü Restaurant’da tüm gece boyunca aklımda kalan tek olumsuzluk içli köftelerinin dışı ile ilgiliydi. Haşlama olarak sipariş ettiğimiz içli köftelerin iç kıyması bol yağlıydı. Kıymanın kalitesi kadar içine konan iri ceviz tanelerinin de kalitesi beni mest etti. Acısını çok koyup köfteyi size zehir etmiyorlar. Gerçekten iç harcı olarak çok iyi ancak gelin görün ki irmik ve köftelik bulgurdan yapılan dış harçlarını ben de eşim de sert bulduk. Tahminim içine gereğinden fazla malzeme kondu. Babamın rahmetli halası bize öyle içli köfteler yapardı ki,dışı incecik içi bol malzemeli olurdu. Belki de çok iyilerini yiyerek büyüdüğüm için damak standartlarımı yükselttim ama eşim de sert deyince köftenin dış harcında sorun olduğunu anladım.
Tereyağında İncir Kuşu
Göçtü’de daha önce denemediğim bir kuş eti deniyorum. Yazın köylüler tarafından avlanan incir kuşlarını şoklayıp, kışın tereyağında kızartarak hazırlıyorlar. Hayvanın vücut kısmını, kemiklerini ayırmadan tıpkı bir hamsi yer gibi kemikleri ile yiyorsunuz. Zaten incecik ve neredeyse hissetmediğiniz kadar yumuşak kemikler ağzınızda dağılıyor. Ben bu eti yerken tıpkı bir balık yer gibi hissettim. Tadı da o psikoloji ile yedim diye mi bilinmez, kuş eti havası vermedi bana. Bu eti tahminimce yazın şoklanmadan yemek daha doğru olur. Zaten küçücük olan kuşun eti şoklanınca lezzet karakterini kaybetme olasılığı yüksek.
Dört Dörtlük Bir Adana Kebabı
Göçtü Restaurant yaptığı Adana kebabı ile birçok Adana kebapçısına taş çıkartır. Öncelikle zırhla çekilmiş etleri için kendilerini tebrik ediyorum. Kebabı, kebap yapan en önemli özellik bu. Daha sonra içine koydukları bol sebze ve kuyruk yağı için kendilerini tebrik ediyorum. Çatalı batırdığınızda akan o yağı görmek mutluluk verici. Rejim yapmak isteyenler için değil bu yemek. O sebeple büyük şehirlerde yağının azaltılması fikrine hoş bakmıyorum. Hayatına rejime adayanlar senede belki 1,2kere yiyebilir ama yendi mi hakikisi yenmeli. Yağsız,tuzsuz kebap yiyenler lütfen kebap yedim demesinler. Göçtü’de kuzu eti, kuzu kuyruk yağıyla buluşunca ortaya bir şaheser çıkmış.
Göçtü’nün Bir Başka Sürprizi: Kuşgözü Spesiyali
Dana bonfilenin yumuşacık oluncaya kadar marine edilmesi ve bu etlerin şişe geçirilerek hafif ateşte pişirilmesi ile yapılıyor. Size dana eti olduğunu söylemeseler bunu çöp şiş ile karıştırmanız çok normal. Usta etleri öyle bir yumuşatmış ki dana eti demeye bin şahit ister. Bu küçük et parçalarına da kuşgözü adını vermişler. Bu spesiyali iki anlamda çok beğendim: Birincisi et kalitesi. Gerçekten çok iyi. İkincisi ise pişirilme marifeti. İlk defa bir servis elemanına etimi az pişirin demememe rağmen etler tam da istediğim gibi az pişmiş geldi. Servis elemanı “Beyefendi, bu etin tadı böyle çıkar ama isterseniz daha da pişirtebilirim” dedi. Bana saygılı bir şekilde yön vermesi hoşuma gitti. Hem de işini iyi bildiğini gösterdi. Gerçekten et hafif pembe haliyle lezzetinin doruğuna çıkmıştı. Üstüne konan kekik ve pul biber de lezzetine lezzet katmıştı. Yanında yumuşacık lavaş ve sumaklı soğanla tam bir et ziyafeti çektim.
Göçtü Restaurant yemekleri ile olduğu kadar servis elamanlarının kalitesi ile de saygımı kazandı. Hepsi pırıl pırıl giyimli, tıraşlı ve özenli. Ayrıca yemekleri sadece getirmekle kalmıyor, sizlere bilgilendirme de yapabiliyorlar. Kısacası bir servis elemanından beklenen ne varsa sergiliyorlar. Bu tarz garsonları İstanbul’da çok şık lokantalarda bile bulamıyorum bazen. Mersin’e bir daha ne zaman yolum düşer bilemem ama Göçtü Restaurant mutlaka yeniden uğrayacağım yerlerden biri olacak.
Değerlendirme: 9.5/10
Adres: Adnan Menderes Bulvarı
Fatih Mh. Mezitli / Mersin
Tel: +90 324 359 1040