İspanya’da Barselona’yı karış karış gezdikten sonra yorgunluktan bitince, San Sebastian’da denizden yorgun argın çıkıp, karnınız zil çalınca tapas barlara uğramaktan daha güzeli ne olabilir ki? Tapas barlar benim İspanya’da favori mekanlarımdır; Çünkü size yemek kültürü inanılmaz zengin olan bu ülkenin her ürününü, farklı kombinasyonlarla yeme fırsatı sunarlar. Etli,balıklı,sebzeli,peynirli,tatlı,tuzlu birçok çeşidi bulursunuz. Tadımlık hepsinden azar azar denersiniz. Bu insana haz veren küçük atıştırmalıkları, İspanya’nın en güzel şarapları veya cavalarıyla tadıp mutlu olursunuz. Dün Moda’da işte bana bu mutluluğu yaşatan küçük bir mekana gittim: Hola Tapas!
Bu küçücük mekanı WSET 3.seviye sınavına birlikte girdiğim Murat ve eşi işletiyor. Murat aynı zamanda bir şarap tutkunu ve şarap bilgisi takdir edilecek kadar iyi. Ben eşimle birlikte gazpacho (7.5TL),somonlu gravlax (15TL),sicilya usulü köfteli tostas(12.5TL) ve İspanya’nın geleneksel patatesli yumurtasını yani tortillasını (2.5 TL) denedim. Somonlu gravlaxta taze somon-saplı kereviz kulanılmış ve bu toprak&deniz kombinasyonu çok hoşuma gitti. Turpla da destekleniyor. İskandinav mutfağının da vazgeçilmez öğesi olan gravlaxları sunabilecekleri en iyi malzemelerle sunaya çalışıyorlar. Bu ülkede konsept olarak seçilebilecek en zor şey tapas çünkü yapımı için gerekli taze malzemelerin çoğu ülkemizde bulunmuyor.
İspanyolların Endülüs bölgesinde araplardan kalma soğuk olarak tükettikleri bir çorba çeşidi var: Gazpacho. Gazpacho yapımı kolay gibi görünen ama birçok malzemenin mükemmel uyumunu gerektirdiği için, iyi sonuçların her zaman alınamadığı bir çorba. Gazpacho’da kullanılan zeytinyağı enfes. Ünlü şef Murat Bozok’un önerisi ile getirttiği bir zeytinyağını kullandığını öğreniyorum. Sarımsağa boğulmaması bir başka artı. Genelde sarımsak bu tarz çorbalarda bir risk kapatıcı. Murat ise kendini zorlayarak, çeşitli tarifleri deneyerek kendince iyi bir sonuca ulaşmış. Sıcak yaz günlerinde gerçekten iyi gidiyor. Tek önerim belki biraz daha tuzlu olabilir.
Sicilya usulü köfteler domates sosunda pişirilmiş. Ekmeğine kadar özenle seçilmiş malzemeler kullanılıyor. Köfteler kurumamış. Sunum da şık.
İspanya’daki örnekleri kadar iyi bir tortilla da yeme fırsatı bulduğum bu sempatik mekanın iki eksikliği var. Biri alkolsüz oluşu. Bu güzel tapasların yanında insan iyi bir eşlikçi arıyor. San Sebastian’da içilen güzel bir Txakoli gibi. Şimdi soğuk bir tanesi ne iyi giderdi…Hele ki şaraptan çok iyi anlayan böyle bir sahibi varken. İkinci sıkıntı ise lavabolar. Birkaç mekanın ortak kullandığı pasaj içinde bir lavabo var. Keşke kendilerine ait daha hijyenik bir yer olsaydı.
Yine de 2-3 masalı bir yerde yapılabilecek en iyi tapasları yapıyorlar. Üstelik malzeme sıkıntısı bu denli çok olan bu ülkede. Örneğin ben sardalyalı tapas yiyemedim çünkü tazesini bulamamışlar. Fırınlarda düzgün baget ekmeği bulunmadığı için ekmekte de sıkıntı yaşıyorlar. Yine de var olanlarla damağı şaşırtmayı beceriyorlar. Alkolsüzlük sorununu da alkolsüz şaraplar ve biralarla çözmüşler. Özellikle alkolsüz bira ve soğuk erik şerbeti başarılı. Butik bir üreticiye ait bu şerbetleri 2.deneyişim. Özellikle eriklisi ve demirhindibalısı favorim.
Değerlendirme: 8/10