Bu Şehir Michelin Yıldızını Hak Ediyor!
İstanbul’un o harika manzarasını her gördüğümde bir kez daha hayran oluyorum. İşte Fransa’nın en iyi lokantalarında çalışmış ve bu işin eğitimini almış bir çift Kaan Sakarya ve Aylin Yazıcıoğlu Sakarya mekanları için böyle güzel manzaralı bir yer seçmişler. Terasına çıkar çıkmaz o güzel manzara karşısında büyülenmemek mümkün değil. Dekorasyonu sade ve şık buluyorum. Gözü yormayan ve sadece lezzete yönelik bir konsept hazırlamışlar. En çok da mutfaklarına koydukları cam bölümü beğendim. Artık klasik oldu diyebilirsiniz ama ben hala bu öz güvene saygı duyanlardanım.
Servis Elemanları Sürpriz Yapıyor
Nicole Restaurant İstanbul’da en çok dikkatimi çeken servis elemanlarının aşırı bilgili ve eğitimli olması. Sadece yemekler hakkında değil, hepsinin yemekle, güncel hayatla, şarapla ilgili bilgisi mevcut. Sizi sıkmadan bu deneyiminizi mükemmel kılmak için çalışıyorlar. Ne yazık ki ülkemizde en eksik yönlerden biri bu. Mutfakta harika yemekler yapılsa da sunan kişi bu yemeği mahvedebiliyor.
Birçok meslektaşının aksine Kaan Bey menüsünün reytingine göre değil, farklılık yaratmak adına menü tasarlıyor. Her mevsim menülerinin değiştiğini duymak çok sevindirici. Tadım Menüsünde eşlik edecek şarapları özellikle Türk şarapları olarak seçilmiş. Böylece ağırlıklı müşterisi yabancılar olan bu mekanda Türk şaraplarını tanıtmak için fırsat sunuluyor. Keşke birçok lokanta da yabancı şarapların uçuk fiyatlarını sunmaktansa Türk şaraplarının yeni üreticilerine destek olsalar…
Şov Başlasın!
Tadım menüsünü beklerken sunulan Tereyağı ve Zeytinyağını tadıyorum. Tereyağ el yapımı ve turunç aromalı harika bir lezzet. İnsan sanki limonlu cheescake yer gibi hissediyor. Zeytinyağları ise Adana’dan geliyor. Bu açıkçası bana sürpriz oldu çünkü bu soğuk sızma zeytinyağları ülkemizde genelde hep Ege Bölgesi’nde methedilir.
Badem çorbası yaz aylarına özgün olarak, nanenin buz hali ve çok az sarımsakla ikram ediliyor. Son zamanlarsa soğuk çorbalarda çok sarımsak tadı alıyorum ve bunu sıcak havayla bağdaştıramıyorum. Ancak bu öyle değil. Sarımsak sadece tat vermiş. Kokusu çok hafif. Gününüzü mahvetmeyecek türden.
Yengeç yemeğimizdeki bergamut ve şeftali püresi, eşleştirilen şaraptaki meyvemsi dokuyla iyi bir ikili yakalamış. Bu detay hoş, işin ciddi yapıldığına iyi bir örnek. Yengeç pavurya şarabın da yardımıyla güzel bir ahenk içinde sizi vuruyor. Etkileyici ve fresh bir lezzet. Arka planda sarımsağın da yardımı ile farklı tat duyularınızı da hareketlendiriyor. Tuz ise şeftalinin baskısını kırıyor.
Minekop balığımız servis ediliyor. Bu balık bize ismen yabancı olan bir balık. Ancak tadı enfes. Yanına konan deniz yosunu, kabak çekirdeği püresi ve kabak farklı lezzetleriyle balığın şanını arttırmak için destek veriyorlar. Hafif sert, yumuşamamış şekilde, suyunu kaybetmeden ve tuzu kıvamında pişirilmiş.
Kuzu kolunun tiftiklenmesi ile yapılan ve top haline getirilen et yemeği tam bir başyapıt.
İstanbul’un en iyileri tatlıları desem kimse kızamaz…
Aylin Hanım’ın tatlıları için söylenecek şey basit: Şekerli Sanat Eserleri! Kaan Şef mevsim meyveleri dışındaki meyvelerin kullanımına sıcak bakmıyor. O sebeple Aylin Hanım limondan başka çare bulamamış. Badem keki üstüne konan çilekler ve onun üstüne konan limon dondurması çok lezzetli. Hele ki o bademli keke bayıldım desem az olur.
Son tatlımız ise Dulce Caramel. Meşhur Valrona çikolatası ve süt reçeli notalarından esinlenerek yaratılan bir şaheser. Bitirmeden son bir tüyo, buradan ayrılmadan evvel Aylin Hanım’ın mignardise çikolatalarından yemeyi unutmayın. Özellikle de trüf çikolatalı olan harika! Zaten Cordon Bleu Patisserie Chocolat bölümünden mezun birinin elinden başka bir çıkmazdı değil mi?
Değerlendirme: 8.5/10