İstikrarlı Bir Kebapçı
Köşebaşı kebap, 1995’ten beri sürdürdüğü “geleneksel kebabın modern temsilcisi” sıfatını senelerdir başarı ile sürdürüyor. Bazen yeni açılan lokantalarında lezzet sıkıntıları yaşasa da genel anlamda kebaplarını tercih etmemdeki en büyük neden aradan aylar dahi geçse aynı tadı yakalıyor olmam. Bu birçok restoran için başarılması güç bir durum. Bunu başaracak bir altyapı ve bilgi birikimine sahipler.
Mezelerinin Çizgisi Hiç Bozulmuyor
Köşebaşı’nda klasik kebapçılardan beklediğiniz bir oturma düzeni, ocakbaşında sizle hoş sohbetler eden ustalar yok ama aynı lezzeti daha şık, konforlu masalarda sunan, bir dediğinizi iki etmeyen garsonların olduğu bir mekan. Birçok mezeyi günlük taptaze olarak masanıza sunuyorlar. Patlıcan salataları ilk deneyimim nasılsa hala öyle. Patlıcanın o mis gibi köz kokusunu almanız mümkün.Sarımsakla tadı bastırılmamış güzel bir lezzet. Keza tulum peynirleri de benim hoşuma gidiyor. Çok ekşi ve asitli olup yüz buruşturanlardan değil ama bunun yanı sıra şehirde marketlerde satılan tulum hariç her şeye benzeyen peynirlerden de değil. Sıcak pidenin yanında getirilen bir şaheser. Gavurdağı salataları maydanozsuz. Bol domatesli. Ne yazık ki ben buranın gavurdağ salatasını sevemiyorum. Soğanı az, nar ekşisi de öyle. Humusları ise senelerdir aynı kalitede. Çok tahine boğulmamış. Kıvamı kararında. Ne çok sulu, ne de kaskatı. Ancak sumak olsa sanırım daha iyi olurdu.
İçli köftelerini de çok başarılı bulamıyorum. Dış bulgur kısmını olması gerekenden daha. İçinin yağ oranı düşük. Bu şehirli bir insanın hoşuna gidebilir ancak benim gibi bir Mersinli için bu yağsızlık can sıkıcı oluyor. Her kebapçının kendine özgü bir içli köfte yapma kuralı var. Bazısı sadece kızartma satarken bazısı haşlamayı tercih ediyor. Köşebaşı da haşlama tercih edenlerden ancak bu haşlama sınırı biraz aşmış gibi. Ya da kaplandığı bulgur kalitesi dış cephesinin verdiği hazı düşürüyor.
Lahmacunları için söyleyebileceğin en önemli şey güzel hamurlu olmaları. Hamurlarını elde açıyorlar. Ancak fiziksel sıkıntılar yüzünden o canım hamuru odun ateşinde pişiremiyorlar. İs kokusundan uzak bir deneyim yaşamak zorunda kalıyorsunuz. Kıyma,maydanoz,domates,pulbiber,hafif iç yağ koydukları iç malzeme ise standartların üstünde. Ancak benim lahmacunda aradığım biber salçası, nar ekşisi tadı veremiyor. İstanbul’da bunu yapan yer parmakla bile sayılmaz.
Kebapları İstanbul İşi. Şef’in Spesiyali Hariç
Kebapları İstanbul halkının damak tadına göre modernize edilmiş. Bunu söylerken asla insanları sınıflandırmak değil niyetim. Ancak İstanbul insanı yağdan kaçıyor. Özellikle kuyruk yağı,iç yağ gibi hayvansal terimler onları korkutuyor. Bunda televizyonlarda hayvansal yağları yerden yere vuran insanların da katkısı var. O sebeple dikkat ediyorum İstanbul’da yetişen insanlar, özellikle de yeni nesil yağdan nefret ediyor. Sadece şişmanlatması anlamında değil, tadı ve kokusu da onlara itici geliyor. Ben Anadolu’nun her yemeğinin yine bilindik usullerle pişirilmesinden tarafım. Ancak Köşebaşı gibi mekanlarda müşterilerin “yağsız çöp şiş getir, o çok yağlı bana yağsız et getir,tavuğun yağı çok” gibi cümleler kurduğunu tahmin edebiliyorum. Belki bir farklılık olabilir ümidiyle sipariş verdiğim Şefin spesiyal kebabında bu sıkıntıyı çok yaşamadım. Biraz ağır olabilir ama gerçek kebap mutlaka kuyruk yağı ile yapılmalıdır. Şef’in spesiyal kebabında tuzsuz dil peynrini yeşil biber,domates ve patlıcan ile soteliyorlar. Bu sotenin üstünü kebap etiyle sarıyorlar. Kebap hem kendi yağıyla hem de dil peynirinin sağladığı yağ tadıyla benim istediğim kıvama geliyor. Yanında getirdikleri közlenmiş soğanlar da lokum gibi gidiyor. Kendi fırınlarında yaptıkları kepekli lavaşlar da benim burada her daim tercih ettiğim ekmekler. Beyaz ekmeğe göre bu tarz ekmeklerden doğal tatları daha iyi alıyorum.
Enfes Bir Ayva Tatlısı
Gecenin en güzel sürprizi yemek sonrası gelen ayva tatlısı. Çok yumuşatılmamış ancak rahatsızlık verecek kadar diri de değil. Orta kısımda renk veren ayva çekirdekleri ve elma rendesi var. Rengi herhangi bir boyadan almıyor. Tamamen doğal üretilmiş. Ah bir de şu güzelliği manda kaymağı ile sunabilselerdi… Umarım tatlıdaki bu kaliteyi bozmazlar. Gıda boyasıyla yapılan, yapay aromalarla tatlandırılan ayva tatlılarını duydukça tüylerim diken diken oluyor. Bir el atmadıkları tatlı miraslarımız kalmıştı onlar da artık tehlikede. Eh haliyle bu işi namusuyla yapanları kutlamak lazım.
Köşebaşı Bağdat Caddesi, şehir kebapçısı konseptinin en iyi temsilcilerinden. Kebaplarındaki lezzet Adana ve Urfa şehirlerindeki kebapçılar kadar üst sınıf olmasa da çok önemli bir özelliğie sahipler: “İstikrar” Belki yediğiniz her şey bugüne kadar yedikleriniz arasında en iyi olmayacak ancak şundan emin olun ki çok iyi malzemelerle, temiz ortamlarda ve her zaman aynı kalitede hizmet vermeye çalışan bir mekanda yemek yiyor olacaksınız.
Değerlendirme: 6/10
Adres: Bağdat Cd Kavrakoğlu Apt. No:235 D:1, Göztepe/İstanbul