Gayrettepe’de Gerçek Bir İtalyan!
Trattoria Serenzo, Gayrettepe’de çok işlek olmayan bir sokakta bulunuyor. Enzo Prandino İstanbul’a yerleşmiş bir İtalyan mühendis. Serap adında bir Türk bayanla evleniyor. Yemek aşkı o kadar fazla ki, yabancı olduğu bir ülkede kendi mutfağını tanıtmak için kollarını sıvıyor. Harabe halindeki bir dükkanı kiralıyor ve burayı çok sıcak bir trattoria’ya dönüştürüyor. Trattoria, İtalya’da günlük yemek ihtiyacına karşılık veren, restoran kadar pahalı olmayan, genelde sahiplerinin aynı zamanda şefler olduğu, sade,temiz,küçük lokantalar olarak tanımlanabilir. İtalya’da en lüks lokantalarda yiyemediğiniz lezzetteki yemekleri bu küçük mekanlarda yersiniz. İşte Enzo Prandino’nun bu mekanı da İstanbul’da çok az olan trattoria kültürünü yansıttığı için ziyaret noktalarımdan biri oluyor.
Yeşil,Beyaz,Kırmızı
İtalyan bayrağının renklerini bilirsiniz: Yeşil,beyaz,kırmızı. Yemeklerinin renkleri de tıpkı bayraklarının renklerini yansıtır. İtalyan yemeği denenince bembeyaz mozarellalar,kıpkırmızı domates sosları ve yemyeşil fesleğenler gelmiyor mu akla? İşte Trattoria Serenzo’da yapılan yemeklerde de şefin ellerinden geçen bir İtalyan ruhu hakim. İçeride ilk gözünüze çarpan kocaman bir masa. En az 20 kişilik. Tıpkı filmlerde gördüğümüz o kalabalık İtalyan aile yemeklerine ev sahipliği yapan bir masa gibi. Sıcak bir millet,bizle de o yüzden iyi anlaşıyorlar sanırım. Ben gittiğimde akşam için bir grup bekliyorlardı. Aile ortamında yemek yiyebilmek için harika düşünülmüş bir fikir. Burayı ilk kez ziyaret ettiğim için her zaman yaptığım gibi İtalyan klasiklerini denemek istiyorum. Bazen çok basit bir domatesli spaghetti size o restaurant hakkında çok bilgi veriyor. Lazanya, Napoliten spaghetti ve mantarlı risotto sipariş ediyorum. Yeşil,beyaz örtülerin üstüne açılan servisim pırıl,pırıl. Tıpkı misafirliğie gittiğim bir evin salonunda yemek yer gibiyim. Servis elamanı da bana karşı çok nazik.
Enzo Şef’in Mutfağı
İlk tattığım spesiyal lazanyaları. Servis elemanı bana bir jest yaparak iki çeşit olan lazanyalarından yarım yarım yaptırmış. Böylece hem klasik lazanya hem de ıspanaklı lazanyayı tatma şansı buluyorum. Enzo Şef lazanyaları sabah kendi elleriyle hazırlıyor ve öğlen gelen misafirlere yetiştiriyor. Trattoria Serenzo iş yerlerinin orada bulunduğu için öğlenleri çok kalabalık. Birçok aç e acelesi olan müşteriye hızlı servis yapmak zorundalar. O nedenle sabahtan hazırlık yapmaları şart. Lazanya sabahtan yapıldığı için mi bilmiyorum ama bana çok kuru geliyor. Özellikle hamur kısmı fırında uzun süre kalmış da yumuşaklığını komple kaybetmiş gibiydi. Fesleğen sosla yaptıkları ıspanaklı lazanya cidden başarısız. Etlisi diğerine göre biraz daha iyi kalıyor. Yine de benim sözüme güvenen insanlara “deneyin” diyebileceğim kalitede değil.
Biraz moralim bozulmuşken Napoliten Spaghettiyi servis ediyorlar. Sunum güzel, koku güzel. Makarnalar çok kaliteli durum buğdayından yapılma ve iyi pişmiş. Soslarını ekşliği harika olan taze domateslerden yapmışlar, yine üstüne enfes bir parmesan peyniri rendelemişler. Spaghetti çok hoşuma gidiyor. Bol soslu,bol yağlı tipik bir doyurucu İtalyan yemeği. Öğrendiğime göre Enzo Bey bazı makarnaların hamurlarını kendi elleriyle açıyormuş. Bana nasip olmadı.
Mantarlı Risotto Standart Üstü
Son gelen mantarlı risotto spesiyali ise çok kaliteli malzemelerden 45 dakikada hazırlanıp servis edildi. Kokusu da,tadı da başarılıydı. Pirinçler iyi pişmişti. Sertlik-yumuşaklık dengesi çok iyi sağlanmıştı. Tek sorunu içine konan mantarın biraz fazla suyunu salmış olmasaydı. Enzo Bey’in suçu değil, ne yazık ki bizim mantar kalitemizin suçu. Bu tarz yemekleri destekleyebilecek, üst kalite malzemelerin temini ülkemizde zor. Bazen yabancı şeflerin mutfaklarını değerlendirirken bu konuyu da göz ardı etmemek gerekiyor. Şefler, bulamadığı bir malzeme yerine ya çok daha kalitesizini tercih ediyor ya da menüsünde oynamalar yapıyor. Haliyle bu da başarısızlık getirebiliyor. Enzo Bey’in risottosu standart üstü. Emek verildiği belli olan bir spesiyal.
Tatlılar Puanı Yükseltiyor!
Yediğim lazanyalar Trattoria Serenza için yumuşak karındı. Bana “peki seni orada en çok etkileyen şey ne?” diye sorsanız cevabım net olur: Tiramisu! Uzun zamandır birçok yazımda da İstanbul’daki lokantaların tiramisu sunmasından sıkıldığımı belirttim. Bunun en büyük nedeni tiramisu diye önümüze konan şeylerin aslında onunla hiç alakası olmaması. İtalyan mutfağıyla ünlü bir mekana gelip tiramisu yememek olur mu? İnanın bana onu bile düşünür hale gelmişim. Yine de Enzo Bey’e bir şans vermek istedim. Beni çok yanılttı. Yediğim iki tip tiramisu da birbirinden güzel. Tüm yemeklerini bir kenara koyuyorum ve bana gerçekten orjinal bir tiramusu yedirdiği için kendisine teşekkür ediyorum. Limonlu olanında alkol yok. Fresh, hafif asidite ile ağzınızı temizleyen bir tat. Tatlı-ekşinin harika bir düeti. Klasik tiramusu alkol tadını damağınıza hafifçe çalan bir yapıda. Kekleri ıslak, mascarpone peynirinin verdiği etki enfes.
Dekorundan Mutfağına Kadar Her Şey El Emeği
Enzo Bey ile yaptığım sohbette bu mekanda kullandıkları bazı çerçevelerin bile ne kadar kıymetli olduğunu bana anlatıyor. Dükkanın eski halini, onu nasıl toparladığını, eşiyle birlikte mekan açma prosedürleriyle nasıl boğuştuklarını o samimi İtalyan şivesiyle açıklıyor. Ziyaret ettiğim günün sabahında Enzo Bey yarı yüz felci geçirmiş. Hastaneden gelip lokantanın tek müşterisine (yani bana) o yemekleri yaptığını öğreniyorum. Bana içeriden hazırlamakta olduğu lazanyasını getiriyor. Meğerse bu sabahki lazanyayı yapamadan hastanaye gitmek zorunda kalmış. Benim yiyemediğim taze lazanyanın sırrı şimdi açığa çıkıyor. Tüm bu zahmetleri,yabancı bir ülkede çektiği zorluklara karşı duruşunu takdir ederken, bir de o kadar kötü bir durumdayken, müşterisini aç bırakmamak için mutfağına koşan bir adama gerçekten saygı duymaktan başka bir şey gelmiyor elden. Trattoria Serenzo Enzo Bey2in sağlığında mutlaka tekrardan ziyaret edeceğim bir yer olacak. Eğer siz de iyi bir İtalyan yemeği yemek isterseniz ve daha da önemlisi işine aşık bir İtalyan Beyefendisi ile tanışmak isterseniz Serenzo’ya mutlaka gitmelisiniz.
Değerlendirme: 7/10
Adres: Vefa Bey Sk. Say Apt. No:25/C, Gayrettepe/İstanbul
Telefon:(0212) 274 4410